Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15000 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16833 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/05/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil ve haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/06/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili ve davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı, olay günü saat 01.00 sıralarında .... görevlisi tarafından aranarak,...görev yapmak için avukat istenmesine rağmen kimseye ulaşılamadığı gerekçesi ile kendisine ...görevinin tevdii edildiğini, ...i ifade alma işlemi başladıktan sonra davalının gelmesiyle sözlü tacizine ve görevini engellemek istemine maruz kaldığını, aynı zamanda kendisini .... şikayet ettiğini belirterek, manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı, 17/05/2010 günü ....nöbet çizelgesine göre nöbetçi avukat olup gece 01:10 sırasında çocuk büro amirliğinde görevli polis memuru tarafından mağdur ifadesine çağrıldığını, yasal görevini ifa etmek istemişse de nöbetçi olmayan davacı avukatın ifadeye katıldığını, bu duruma tutanaklardaki polis memurlarının da bizzat şahit olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. . .olay tarihinde mağdur ifadeleri için nöbet çizelgesinde görevli (aynı zamanda davalının eşi olan) ... ulaşılamaması üzerine .... tarafından davacı Av. ...'un görevlendirildiği, mağdur ifadelerinin alınmasından sonra davalının sesini yükselterek alınan ifadeye müdahale etmeye kalkıştığı, tutanak tutulmasını sağladığı, kendinden çok kıdemli 38 yıllık avukat olan meslektaşına karşı karşılıklı saygı sınırlarını aşar nitelikte söz ve eylemlerinin avukat olan davacının meslek ve kişilik haklarına saldırı oluşturduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamından, mayıs ayı adli müzaharet çizelgesinde; 17-18 mayıs 2010 tarihleri arası davalının eşi ... 19-20 mayıs 2010 tarihleri arasında ise davalı Avukat ...'ın nöbetçi olduğu, nöbetçi avukata ulaşılamadığı gerekçesi ile davacı avukata ulaşıldığı, bu arada .... görevlileri tarafından ise davalı avukatın çağrıldığı anlaşılmaktadır. Davacı Avukat müdafiilik görevini yaparken davalı Avukatın gelmesi ile aralarında bir gerginlik yaşanmıştır. ...Amirliğinde görevli... polis memurları ile tarafların imzası bulunan 17/05/2010 tarihli tutanakta; mağdur çocukların ifadelerinin alınması için ....avukatlarından günün nöbetçisi Av. ...'a telefonla ulaşıldığı ve geleceğini söylediği, Av. ...'tan önce Av. ...'un geldiği, kendisine Av. ...'ın geleceğinin söylenmesine rağmen görev yaptığı belirtilmiştir. Taraflar aralarında yaşanan olaylar nedeniyle birbirlerini karşılıklı olarak şikayet etmişler, ... tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacının şikayeti yönünden; her nekadar Av. ...'ın baro tarafından aranıp görevlendirmesi yapılmamış ise de, o gün eşinin nöbetçi olması eşinin ifadeye gidemiyecek olması ve nöbet çizelgesine göre eşinden sonra kendisine sıra gelmesi nedeniyle ifade için polis merkezine gitmesi ve ifadeye katılmak istemesinin kural ihlali niteliğinde olmadığı, davacı Av. ...'a karşı hakaret ve Avukat kimliğine yakışmayacak hareketlere ilişkin olarak iddiadan başka bir delil bulunmadığı gerekçesi ile disiplin kovuşturmasına yer olmadığına karar verildiği, yapılan itirazın da ...Yönetim Kurulunca red edildiği anlaşılmaktadır.Şu halde, olay yerinde tarafların da imzası bulunan sözkonusu tutanağın tutulması konusunda hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Mahkemece, davalının davacıya karşı kişilik haklarını ihlal edici bir eyleminin bulunmadığı gözetilerek davanın tümden reddi gerekirken, kısmen kabul kararı verilmesi dosya kapsamına uygun bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.