Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14996 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16574 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/03/2010 gününde verilen dilekçe ile hakaret nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 31/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı başhekimin, ....kendisi hakkında yürüttüğü soruşturma sırasında, kişiliği ve görevleri ile ilgili haksız ithamlarda bulunduğunu ileri sürerek manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalının soruşturma dosyasına verdiği beyanlarla davacıyı küçük düşürdüğü ve itibarını zedelediği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu edilen olayda; .... başhekim olarak görev yapan ...'nın davacıya karşı görev sırasında haksız fiil suçunu işlediği ileri sürülmüş, davalı memurun görevi sırasında ve görevi nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu tutulması istenmiştir.Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (..) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Kamu görevlisi aleyhine adli yargı yerinde dava açılamayacağına göre kamu görevlisi hakkında adli yargıda açılan tazminat davasında kast ve kusur aranmaksızın husumet nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekir. Mahkemece husumetten red kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun olmadığından bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.