MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vd. aleyhine 22/08/2011 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ile davalılardan ... vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ile davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, resmi bir kuruluş olan ... Hukuk Müşavirliği bölümünde kurum avukatı olarak görev yaptığını, görev yaptığı resmi kurumla ilgili olarak davalı dergide yer alan haber ve yorumlara yer verilmesi üzerine tekzip talebi ile hukuki korunma yoluna başvurduğunu, ... Mahkemesi'nin 2011/448 D.İş sayılı dosyasında; tekzibe konu edilen habere ilişkin derginin sayılarının mahkemeye ibraz edilmemesi nedeniyle denetim imkanının bulunmadığı ve 5187 Sayılı Kanunun 14. maddesine göre de Sulh Ceza Mahkemesi'nin 3 gün içerisinde karar vermekle yükümlü olduğu gerekçesiyle tekzip talebinin reddedildiğini, bu karar sonrasında, derginin Mayıs 2011 sayısında haberin mahiyeti ile örtüşmeyecek şekilde ve hakarete yönelik olarak ... avukatına “şark kurnazlığını hakim yutmadı” başlığı altındaki yazı ile kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek manevi zararının giderilmesini istemiştir.Davalılar davanın reddine karar verilmesini gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, "mesleği gereği mahkemelere başvuran, verilen karara itiraz eden ve daha birçok hukuki meseleyle ilgili aktif rol oynayan davacı tarafın bu girişimlerinin şark kurnazlığı olarak nitelenmesinin hakaret niteliği taşıdığı, ayrıca hukuki bir hakkın kullanımının ilgili mahkeme Hakimince yutulmadığı gibi amiyane bir tabire yer verildiği ve davacı avukatın başvurduğu hukuki yoldan söz edilirken özle biçim arasındaki dengenin gözetilmediği, objektif habercilik ilkesinin ihlal edildiği.... " şeklindeki gerekçe ile davalılardan ... yönünden davanın kısmen kabulüne, davalılardan ... hakkında pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından dava konusu yazı bir bütün olarak ele alındığında derginin Nisan sayısında yayınlanan haber nedeniyle dava dışı kurumun vekili olan davacının tekzip başvurusunun eleştirildiği, tekzip isteminin reddine ilişkin kararın aynen verildiği görülmektedir.... Okuyucunun ilgisini artırmak amacıyla, habercilik tekniğine uygun olarak, özle biçim arasındaki denge korunarak kullanılan çarpıcı başlık kişilik haklarına saldırı oluşturmaz. Dava konusu haberde kullanılan başlık, haberin içeriği ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde; özle biçim arasındaki dengenin korunduğu, bir önceki sayıda yer alan haber nedeniyle yapılan başvurunun eleştirildiği, kullanılan ifadeler ve yazının bütünü dikkate alındığında hukuka aykırılık unsurunun gerçekleşmediği ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı sonucuna varılmaktadır. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.