MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 24/04/2008 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/03/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinde "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklinde düzenleme mevcuttur.Tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğünün 28/1 maddesi "Muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir." şeklinde düzenlenmiştir.Dosya kapsamından, dava dilekçesinin 15/10 /2008 tarihinde davalıya "...." adresinde adreste kimsenin bulunamaması nedeniyle, matbu ve kaşeyle basılmak suretiyle "muhatabın işte (veya nerede olduğunu bilmediği) sözlü beyanı üzerine..." şeklinde Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebligatın yapıldığı anlaşılmaktadır. Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi ile tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğü'nün 28/1 maddesine aykırı olarak davalının adreste bulunamama sebebi açık bir şekilde belirtilmemiş ve matbu ifadelere yer verilmiştir. -/-... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.” hükmünü amir bulunmaktadır. Şu durumda, mahkemece, ilamın da tebliğ edildiği davalının mernis adresine tebligat çıkarılmalıdır. Davalının usulüne uygun olarak davet edilmeksizin ve taraf teşkili sağlanmaksızın karar verilmesi, savunma hakkının kısıtlanması niteliğindedir. Karar, bu nedenle yerinde görülmemiş ve bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.