Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14802 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11870 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... vdl. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 23/05/2008 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeniyle satış işleminin iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22/04/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar; murisleri ...'ın .....sayılı üyesi olduğunu, kooperatif tarafından yapılan A2 blok No:14'de bulunan taşınmazın yapılan kura neticesinde murise isabet ettiğini, murisin ise kendilerini mirastan mahrum bırakmak amacıyla kooperatif üyelik hakkını muvazaalı olarak davalıya noter satış senedi ile devrettiğini belirterek satış işleminin iptalini ve taşınmazın miras payları oranında adlarına tescilini talep etmişlerdir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, murisin mirascılardan mal kaçırmak amacıyla dava konusu satış işlemini yaptığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.1-Dosya kapsamından, davacılardan ...'ın yargılama sırasında 14/03/2010 tarihinde vefat ettiği, davacıların mirascı oldukları anlaşılsa da eksik olan bir kısım mirasçılarına tebligat yapılmadan yürütülen yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Mirasçılar ..., ... ve ....'ın usulüne uygun olarak davet edilip taraf teşkili sağlanmadan mahkemece karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2-Dosyadaki bilgi ve belgelerden, iptali istenen 21/07/2006 tarihli kooperatif üyelik hakkı devir sözleşmesine ilişkin noter satış senedinin incelenmesinde, devralanların ... ve....olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki dava sadece ... aleyhine açılmasına rağmen dava konusu taşınmazın devir işleminin taşınmazın tamamı üzerinden iptaline karar verilmesi de doğru değildir. Mahkemece, sadece aleyhine dava açılan ...'ın hissesi yönünden karar verilmelidir.Karar, açıklanan nedenle de yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (1 ve 2) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalı ...'ın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/09/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.