MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/05/2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; açılan davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-)Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, ...olan davalının 24/05/2011 tarihinde ... yaptığı açıklamada davacının şahsiyet haklarına saldırı kastıyla gerçek dışı ithamlarda ve ağır hakaretlerde bulunduğunu, ... üst düzey yöneticileriyle ilgili kasetlere dair "...'a bağlı istihbarat örgütü yapıyor" şeklinde beyanda bulunduğunu bu sözleriyle, davacıyı yasa dışı bir istihbarat örgütü kurmakla, bu örgüt eliyle siyasileri, yargı mensuplarını, silahlı kuvvetler mensuplarını takip edip, onların görüntülerini, seslerini kayıt altına almakla itham ettiğini, bu durumun kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu beyanla, uğranılan zararın davalıdan tazminini talep etmiştir.Davalı, birkaç yıldan bu yana gündeme getirilen bu iddialara karşı sessiz kalan davacının seçim öncesi dava açması ve tazminat talep etmesinin doğru olmadığını, milletvekilliği görevinin sona erdiğini, davayı kabul etmediğini ve tazminat miktarının yüksek olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalı tarafından yapılan açıklamanın ... olan davacıyı toplum önünde yasa dışı bir suç örgütünün başı gibi gösterdiği, bu şekliyle kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her... olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Davaya konu olan olayda; olay tarihi, olayın gelişim şekli ve yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında, hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır, daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.