... Davacı-k.davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-k.davacı ... aleyhine, davalı-k.davacı ... vekili Avukat.... tarafından davacı-k.davalı ... aleyhine 18/12/2008-23/06/2009 gününde verilen dilekçeler ile haksız eyleme dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/01/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı-k.davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Diğer temyiz itirazlarına gelince; dava ve karşı dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın reddine, karşı davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir.Asıl davada davacı-karşı davalı, oğlu olan davalının kendisine alenen hakaret ettiğini beyanla manevi zararının tazminini istemiştir.Karşı davada ise davalı-karşı davacı, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, esasen, annesi olan davacının kendisine hakaret ve tehdit içerikli sözler söylediğini beyanla, manevi zararının karşı davalıdan tazminini istemiştir.Mahkemece, davacı-karşı davalının olay sırasındaki ağır tahrik oluşturan eylemleri nedeniyle BK.nın 44. maddesi göz önünde tutularak, lehine manevi tazminat şartları mevcut olmadığından reddine karar verilmiş; davalı-karşı davacının manevi tazminat istemi ise kısmen kabul edilmiştir.Dosya içeriğinden, tarafların anne-oğul oldukları, ortağı bulundukları şirket ile ilgili olarak, davalı-karşı davacı oğul hakkında, şirket hisseleri üzerinde yaptığı birtakım usulsüz ve hileli işlemler ile dava dışı diğer kardeşlerini ve annesi olan davacı-karşı davalıyı zarara uğrattığı iddiasıyla nitelikli dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı, bu davanın duruşması için adliye koridorunda bekleyen davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacıya yönelik dosyasında yazılı sözlerle hakaret ve tehditte bulunduğu; davalı-karşı davacının ise bunun üzerine davacı-karşı davalıya hakaretle karşılık verdiği anlaşılmaktadır.Davacı-karşı davalının, oğlu olan davalı-karşı davacıya yönelik hakaret ve tehditte bulunması nedeniyle, kendi fiili ile davalı-karşı davacının kendisine yönelik hakaret eylemine sebep olduğu kabul edilse de; davalı-karşı davacı oğlun hileli işlemlerle davacı-karşı davalı annesinin ve diğer kardeşlerinin ortağı olduğu şirket hisselerini sattığı iddiasıyla hakkında dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasının duruşması öncesinde annesi olan davacı-karşı davalıya hitaben sarf ettiği sözler göz önünde bulundurulduğunda,... davacı-karşı davalının kişilik haklarının ihlal edildiği kabul edilerek, onun lehine de uygun bir manevi tazminata hükmedilmelidir. Mahkemenin asıl dava bakımından ret gerekçesi, BK. m.44 gereğince tazminat miktarının tayininde dikkate alınacak unsurlardan olup; istemin tümden reddedilmiş olması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.