Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14412 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9557 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/04/2014NUMARASI : 2013/728-2014/203Davacı A.. T.. vekili Avukat tarafından, davalı A.. K.. aleyhine 27/12/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacının temyiz itirazları yönünden;1-Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Olay tarihi, dava konusu sözlerin nitelik ve niceliği, davalının kusur oranı, olayın meydana geliş şekli, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı azdır. Daha üst düzeyde uygun bir manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326. maddesi gereğince yargılama harçları ve giderleri kural olarak davada haksız çıkan tarafa yükletilir. Somut olayda, taraflar kabul ve ret oranına göre harçtan sorumlu tutulmuşlardır. İki tarafın da kısmen haklı çıkması halinde yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılacağına ilişkin HMK'nun 326/2. maddesi yargılama harçları için geçerli değildir. Davanın reddi hariç, harç daima davalı aleyhine hükmedilir. Çünkü, karar ve ilam harcı hüküm altına alınan miktar üzerinden belirlenir. Bir başka deyişle harç, haksız çıkılan oranda yani mahkum (kabul) olunan miktara göre belirlenmektedir. Şu halde; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar ile birlikte davacının kabul ve ret oranına göre harçtan sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1 ve 2) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.