Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14384 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12550 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiBİRLEŞEN DOSYADavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vdl. aleyhine 23/01/2007 ve 14/02/2007 gününde verilen dilekçelerle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; açılan asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine dair verilen 07/02/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar ... ve ... vekili ve ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına haksız saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece asıl davanın kısmen kabulü ile birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar ..., ... ve ... vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı, ...görevini yürütürken dokuz defa bu görevden alındığını, görevden almaya dair tüm idari işlemlerin idari yargı yerince iptal edilerek göreve iade edildiğini, idarenin kendisini haklı çıkarmak için davacıya karşı soruşturma başlattığını, ayrıca kınama cezası da verildiğini, bu cezanın yasa gereği yargı denetimine kapalı olduğunu beyanla uğradığı zararın kendisine karşı haksız isnatlarda bulunan davalılardan tazminini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır.( ....) Bu konuda yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Dosya kapsamından, davalıların davaya konu eylemi görev sırasında gerçekleştirdikleri ve davacı hakkında açılan disiplin soruşturmalarına izin verme ve yürütme yetkisine sahip oldukları anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalılar yasalar kapsamında idarece kendilerine verilen bir hizmeti yürütürken sözkonusu eylem ve işlemleri gerçekleştirdiğinden; açılan davanın taraf sıfatı yokluğundan reddedilmesi gerekirken uyuşmazlığın esasına girilerek hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir. ...SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.