Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1438 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 245 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İzmir 8. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/06/2013NUMARASI : 2013/78-2013/329Davacı T.. B.. vekili Avukat N..B..tarafından, davalı B.. Batı . Çimento Sanayi A.Ş. aleyhine 12/02/2013 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 11/06/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, 2308 sayılı kanuna göre hazineye intikal ettirilmesi gereken temettülerden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz olunmuştur.Davacı vekili, davalı şirket hakkında vergi başmüfettişi tarafından tanzim edilen 23/11/2012 tarihli raporda 2308 sayılı Şirketlerin Müruruzamana Uğrayan Kupon Tahvilat ve Hisse Senedi Bedellerinin Hazineye İntikali Hakkındaki Kanun gereğince hazineye intikal ettirilmesi gerekirken, gerekli intikal işlemlerinin yapılmadığı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 1.245.976,76 TL alacağın hazineye intikal etmesi gereken tarihlerden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece, davacı bakanlığın 6183 sayılı Kanun'un 54.ve devamı maddelerine göre hareket etmesi gerektiği, davalı şirkete anılan kanunun 55.maddesi gereğince ödeme emri tebliğinden sonra davalı şirkete anılan kanun hükümleri doğrultusunda itiraz ve dava hakkı tanınması gerekirken doğrudan alacak davası açılmasının yerinde olmadığı, mahkemenin davaya bakmakta görevli olmadığı, H.M.K.'nun 114.maddesinin (b) bendi delaletiyle aynı Kanun'un 115.maddesine göre dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.Dava konusu alacağın 6183 sayılı yasaya göre takibi mümkün olsa bile, bir alacağın ödetilmesi amacıyla özel takip yolu öngörülmüş olması, o alacağın genel takip yolu veya genel hükümler gereğince istenmesini engellemez. Alacaklının bu konuda seçimlik hakkı bulunduğunun ve bu hakkını genel takip hükümlerinden yana kullandığının kabulü gerekir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile usulden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA 30/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.