Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14377 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16717 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Geyve Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/10/2013-17/07/2014 (Ek karar)NUMARASI : 2011/24-2013/573Davacı M.. B.. vekili Avukat O.. T.. tarafından, davalı M..Ş.. aleyhine 21/01/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin karar yönünden davacı vekilinin temyiz isteğinden vazgeçmiş sayılmasına dair verilen 17/07/2014 günlü ek kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dosya kapsamından, davacı tarafından temyiz posta giderinin süresinde P.. havalesi ile gönderildiği anlaşılmakla; davacının temyiz isteminin reddine dair 17/07/2014 günlü ek karar kaldırılarak temyiz incelemesine geçildi.Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın redine karar verilmiş; hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, M..-A..arası bölünmüş yol yapımı sırasında Karayolları G..M.. müteahhidi olan davalı şirkete ait iş makinaları tarafından drenaj kanalının altından geçen akaryakıt boru hattına hasar verilerek yakıt zayiatına ve onarım masraflarına sebep olunduğunu belirterek meydana gelen zararın ödetilmesini istemiştir.Davalı ise, işin herhangi bir hasar ve zarar meydana gelmeden tamamlanarak iş sahibine teslim edildiğini, işin tesliminden çok sonra akaryakıt sızıntısı olduğu gerekçesiyle tazminat davası açılmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, davacı tarafından aynı nedenle idare mahkemesinde Karayolları G..M.. aleyhine açılan davada davacı lehine tazminata hükmedildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu alanda kazı çalışmasının 12-13/08/2009 tarihinde beton dökülerek tamamlandığı, delil tespitinin 27/01/2010 tarihinde yapıldığı, davalı şirketin çalışmasını tamamladıktan 5 ay sonra sızıntının meydana geldiği, zararın davalı tarafından gerçekleştirildiğinin kesin olarak tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; M..-A.. I. kısım bölünmüş yol yapımını davalı şirketin dava dışı Karayolları G..M..ile yaptığı sözleşme ile üstlendiği, işin tamamlanarak teslim edildiği, davacıya ait akaryakıt boru hattında 18/01/2010 tarihinde basıncın düşmesi sonucu yapılan araştırmalar sonucu G.. ilçesi, Ş.. köyü, Ç..mevkiinde davalı şirket tarafından yapılan karayolunun kenarındaki drenaj kanalının 27/01/2010 tarihinde kaldırılarak altından geçen akaryakıt boru hattının 47 metrelik kısmındaki hasar nedeniyle akaryakıt sızıntısının olduğunun belirlendiği, tespit bilirkişi raporunda akaryakıt boru hattının drenaj hendeği yapımı sırasında çeşitli yerlerinden zarar gördüğü, zarar gören yerlerin bir kısmından akaryakıt sızarak zayi olduğunun belirtildiği, mahkemece alınan bilirkişi kurulu rapor ve ek raporunda kazıdan çıkartılan depoda muhafaza edilen borulardaki hasar ve deformasyonların dolgu malzemesi ile hiç bir şekilde ilgisinin bulunmadığı, yüksek dayanımlı çelik borularda böyle bir hasarın ancak bir iş makinesinin kepçesinin yakın mesafeden vurduğu darbelerle oluşabileceği, drenaj hendek yapımı çalışmaları esnasında iş makinelerince boru hattında hasara sebebiyet verme ihtimalinin oldukça yüksek bulunduğunun belirtildiği, davacı tarafından dava konusu zararla ilgili idare mahkemesinde iş sahibi K..G.. müdürlüğü aleyhine açılan tazminat davasında zararın yol yapımı çalışması sırasında iş makinelerince boru hattına hasar verilmesinden kaynaklandığı kabul edilerek istemin kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.Şu durumda; K.. M.. müteahhidi davalı şirketin drenaj kanalı yapımı sırasında iş makineleri ile davacıya ait boru hattına hasar verdiği sabittir. Davalı şirket, haksız fiil faili olarak ortaya çıkan zarardan sorumludur. Davacının zararı ve kapsamı belirlenerek davalı şirketen tahsiline karar verilmelidir. Ayrıca, dava konusu olayla ilgili davacı tarafından müteselsil sorumlu asıl iş sahibi K.. M.. aleyhine idare mahkemesinde açılan davada, S.. M.. 31/05/2011 gün ve 2010/482 esas, 2011/633 karar sayılı kararı ile tazminata hükmedildiği de gözetilerek tahsilde tekerrüre yol açmayacak biçimde karar verilmesi gerekir. Mahkemece, açıklanan yönler gözetilmeden yerinde olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 09/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.