Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14323 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17614 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/06/2014NUMARASI : 2012/302-2014/282Davacı O.. T.. vekili Avukat G..U..tarafından, davalılar S..Ş.. ve diğerleri aleyhine 24/08/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalıların diğer temyizleri yönünden;Dava; kişilik haklarına haksız saldırı hukuksal nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacı; A.. televizyonunda canlı olarak yayınlanan “.. ” isimli canlı olarak yayınlanan programda uzun bir süre boyunca A.. 14 yaşında bir kız çocuğunun davacının kardeşi tarafından kaçırılması olayıyla davacının da ilgisi olduğu yolunda gerçek dışı yayın yapılmak suretiyle kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek bu sözler nedeniyle uğradığı manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.Mahkemece, konusunda uzman ve meşhur olan bir doktor olan davacının küçük bir kız çocuğunun kaçırılması olayıyla ilgisi olduğu, kaçırılmaya katkısı olduğu yönündeki yayınlarla davacının kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi ( 818 sayılı BK 49. maddesi ) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olaya gelince, taraflar arasındaki olayların gelişim biçimi, olay tarihi, tarafların sıfatları, ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir olunan manevi tazminat tutarı çok fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda 2 no'lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; davalıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.