Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14287 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12822 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 10/05/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 29/01/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, maddi ve manevi tazminat davasıdır. Mahkemece; dava, zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.Davacı, taşınmazındaki ağaçların davalı tarafça haksız olarak kesilmesi nedeniyle maddi tazminat, bu olay nedeniyle üzülmesinden dolayı manevi tazminat istemiştir.Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak reddini istemiştir.Mahkemece, taraflar arasındaki davaya konu sorundan kaynaklı karşılıklı hakaret ve tehdit suçundan açılan kamu davasında, suç tarihinin 19/06/2010 olduğunu, bu tarih itibarıyla haksız fiili, zararı ve faili öğrendiği, olay tarihinde yürürlükteki 818 Sayılı Borçlar Kanunu 60/1 maddesindeki 1 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi olan 10/05/2012 itibarıyla geçtiği kabul edilerek, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir.BK’nın 60/2. maddesi gereğince, zarara yol açan eylemin aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zamanaşımı süresidir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının davalıyı taşınmazındaki ağaçları haksız yere kesmekle suçladığı anlaşılmaktadır. Davaya konu eylem 5237 sayılı TCY'da düzenlenen “mala zarar verme” suçunu oluşturup, olaya uygulanacak zamanaşımı süresinin belirlenmesinde ceza zamanaşımı süresine bakılmalıdır. Ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için somut olay ile ilgili bir soruşturma ya da kovuşturma açılmış bulunması da şart değildir.Şu durumda davanın açıldığı günde olay tarihinden itibaren uzamış ceza zamanaşımı 5237 sayılı TCY'nın 66/e maddesi gereğince 8 yıl olup, ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı açıkça anlaşılmakta olduğundan işin esası incelenip varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle istemin tümden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.