Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14218 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18833 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/10/2013NUMARASI : 2013/77-2013/566Davacılar C.. P.. vd vekili Avukat Ç. Ç.D. tarafından, davalılar M.. U.. vdl aleyhine 25/02/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalılardan M.D. U. açısından pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar açısından esastan reddine dair verilen 03/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dava basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, davaya konu Yeni Akit Gazetesi'nin 22/01/2013 tarihli nüshasında, davalılardan Y.. D.. tarafından kaleme alınan CHP ve DHKP-C başlıklı köşe yazısıyla, terör örgütü ile davacıların ilişkilendirildiğini, gerçeğe aykırı beyanlarla kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirtip, manevi tazminat istemlerinde bulunmuşlardır.Davalılar, köşe yazısının görünür gerçekliğe uygun olduğunu, basın özgürlüğü kapsamında olup, eleştiri sınırlarının aşılmadığını, belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalılardan M. D. U. hakkındaki dava ile ilgili pasif husumet yokluğundan; diğer davalılar hakkındaki dava ile ilgili ise, yazı içeriğinin sert eleştiri mahiyetinde olduğu belirtilerek esastan ret kararı verilmiştir. Davaya konu edilen köşe yazısı bir bütün olarak incelendiğinde; “Geçen hafta “CHP ve PKK” başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu haftaki yazımda ise başka bir terör örgütüyle CHP’nin ilişkilerini anlatmak durumunda kalıyorum. Daha önce de sayısız defa Ergenekon Terör Örgütüyle CHP’nin ilişkilerini irdelemiş, halkına terör uygulayan Esad’la CHP’nin ilişkilerine değinmiştim. Nerede bir terör örgütü ve terörist varsa CHP, destek için orada oluyor çünkü. Ve benim kendisini devletin kurucusu olarak niteleyen CHP’yle bu örgütsel bağlantılar üzerinde defalarca durmam iktiza ediyor.CHP’nin teröristlerle ilişkilerden sorumlu milletvekili H. A., dağda uyuyakalan PKK’lının başında sabaha kadar nöbet tutup sarılarak ayrıldıktan sonra, Paris’te öldürülen terörist Sakine’nin (Sara) taziyesine katılıp karalar bağlamış, ardından “yandaş medyayı” PKK’nın içindeki Dersimlileri hedef göstermekle suçlamıştı.PKK’lı teröristlerle ilgili üzerine düşeni yapan ve yapmaya devam edeceği de gözüken H. A., son olarak DHKP-C’lilere destek için de olay yerindeydi. Hiç kimseyi şaşırtmayan “Gözaltına alınan insanları tanıdığı” yönündeki sözleriyle konuya giren Aygün, bir kez daha “nerede bir terörist varsa, destek için orada olacağını” cümle aleme gösterdi.Çünkü daha önce de belirttiğim ve Başbakan’ın “gizli ajanda” olarak nitelediği üzere, Kılıçdaroğlu ile Aygün arasında “terör örgütlerine bakış” paralelliği var.Kılıçdaroğlu devlet kademelerinde yönetici olduğu dönemde, o kadar çok DHKP-C ve bilimum örgütçü doldurdu ki devlete, Aygün bugün onların kaymağını yiyor sadece.Medyada Kılıçdaroğlu’nun en büyük destekçisi Şükrü Küçükşahin dün Aygün’ü savunup AK Parti’yi suçlarken, aslında “lobi”nin dayanak noktasını ortaya koyuyor.Aygün’ün açıkça teröristlerle iç içe olması problem gözükmüyor Küçükşahin ve Kılıçdaroğlu için. Çünkü “bizden” kategorisinde bu bakış açısına göre.CHP’nin DHKP-C operasyonuna daha şiddetli tepki vermesi muhtemel. “Bizden” ekibi için DHKP-C, Ergenekon kadar önemlidir. Hatta DHKP-C, onların Ergenekon’udur aslında.Baksanıza, iki hafta evvel İstanbul Gültepe Mahallesi’nde Alevi evlerini işaretleyenler DHKP-C’li çıkmış. Belli bir kesimde mağduriyet hissi oluşturmak, bunun üzerinden imtiyaz devşirmek, örgütlemek ve istediği yöne sevk etmek için akıllıca bir plan yapmış DHKP-C…Ergenekon nasıl Türkiye’nin genelini istediği yöne sevk etmek için provokasyonlar yapıyorsa, DHKP-C de Alevileri istediği noktada tutmak ve kinlendirmek için aynı işlevi gördü. Bu yüzden “Bizim Ergenekon”dur, Aygün ve Kılıçdaroğlu’nun gözünde DHKP-C.Tabii bağlantılar bununla da sınırlı değil. Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı S. K., Suriye dönüşü DHKP-C operasyonu kapsamında uçağın kapısında gözaltına alınmış. Avukat bey Suriye’de ne yapıyordu acaba?..DHKP-C, Suriye ile bu derece sıkı fıkı da CHP daha mı az sıkı fıkı?..CHP’li vekiller Suriye topraklarında fink atıyorlar desek yeridir.Özetle, Suriye konusunda CHP’nin yönetimi ile DHKP-C’nin aynı düşündüğü ortada.Ama bunlar daha bir şey değil. Kadrolaşma konusunda uzman olan Kılıçdaroğlu, CHP’de tam olarak kadrolaşmaya yaklaştıkça teröristlerin CHP’de baş tacı edildiğini; Ergenekon Terör Örgütü üyelerini milletvekili yapmayla başlayan sürecin, diğer terör örgütlerine doğru yayıldığını göreceğiz.DHKP-C operasyonu Kılıçdaroğlu-Aygün ikilisi için kuyruk acısı değil, evlat acısıdır zira…” biçimindeki ifadelere yer verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davalı Y.. D..'in, dava konusu köşe yazısıyla, davacıların terör örgütü DHKP-C ile bağlantıları olduğu, terör örgütünü destekledikleri ve davacı K. K.'nun devlet kademesinde yönetciyken birçok terör örgütü mensubunu işe aldığından bahsedilmiştir. Dosya içeriğinden; davalıların, davacılara yönelik olarak yazılanların doğruluğunu kanıtlayacak deliller sunmadıkları da anlaşılmıştır. Şu halde, davacıların terör örgütüyle ilişkilerinin olduğu ve terör örgütünü destekledikleri gerçeğe aykırı olarak iddia edilerek kişilik haklarının zedelendiği kabul edilmelidir. Öyleyse Mahkemece oluşa ve yazının içeriğine uygun bir manevi tazminata karar verilmesi gerekirken dosya içeriğine uymayan gerekçe ile yazılı şekilde istemin tümden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş; Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.2-Davacıların, ilk başta davalılardan M. D. U.'yu yayın sahibi kabul ederek dava açtıkları, daha sonra bu davalının yayın sahibi olmadığını anlayıp maddi hata yaptıklarını belirterek 6100 Sayılı HMK'nun 124/3. maddesi uyarınca taraf değişikliği talep ettikleri ve mahkemece bu talebin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Davacılar tarafından dosyaya sunulan internet çıktısında, yayın sahibinin M.D. U. olarak gözükmesi nedeniyle davacıların maddi hatalarının internet sayfasındaki yayından kaynaklandığı anlaşıldığına göre, pasif husumet yokluğundan ret kararı verilen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıdaki bentlede açıklanan nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.