Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14130 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19037 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Aksaray 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/09/2013NUMARASI : 2012/551-2013/705Davacı M.. A.. vekili Avukat D. K.tarafından, davalı G.. G.. aleyhine 18/10/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem reddedilmiş; karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, resmi nikahlı eşinin davalı ile kendisini aldattığını, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile ilişkiye girmesi eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu ayrıca kendisine hakaret ettiğini iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı, davacının iddialarını kabul etmediğini, aksi düşünülse dahi, davacıya karşı sadakat yükümlülüğü bulunanın eşi olup davanın da ona yöneltilmesi gerektiğini, kendisine dava açılamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davacının halen eşi ile birlikte yaşıyor olması, eşinin davalı ile ilişkisini öğrenmesinden çok sonra bu davanın açılmış bulunması, manevi tazminatın cezalandırma aracı olamayacağı davacının dava açmakta samimi olmadığı, hakaret iddiası hakkında ise hakaretin gıyapta olup ihtilat unsuru gerçekleşmediği anlaşıldığından suç teşkil etmemesi nedeni ile davanın tümden reddine karar verilmiştir.Dosya arasındaki bilgi, belge ve tanık beyanlarından, davalının davacının eşi ile, evli olduğunu bilerek ilişkiye girdiği, eşinin davacıya karşı sadakat yükümlülüğü bulunduğu, davalının da eşin eylemine bilerek iştirak ederek davacının zarar görmesine neden oldukları anlaşılmaktadır. 818 sayılı BK'nın 50 ve 51. maddelerine göre, haksız eylemin ve bunun sonucunda doğan zararın birden fazla kişi tarafından meydana getirilmesi durumunda zarar gören dilediği takdirde eyleme katılanların birisinden, birkaçından veyahut tamamından zincirleme olarak sorumlu tutulmalarını isteme hakkına sahiptir. Aynı hüküm 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanununun 61. maddesinde de tekrar edilmiştir.Şu durumda, davalı ile dava dışı eşin birlikte neden oldukları zarar nedeni ile davacının zarar verenlerin tümüne birlikte dava açma zorunluluğu bulunmadığından, halen eşi ile birlikte yaşıyor olması nedeni ile dava açmakta samimi olmadığı biçimindeki gerekçe ile istemin reddi isabetli olmamıştır. Davalının davacının eşi ile bilerek birlikte yaşaması eyleminin davacının aile bütünlüğüne yönelik saldırı niteliğinde olması nedeni ile davacı yararına uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) no'lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davacının öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.