Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1404 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5127 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Söke 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/10/2012NUMARASI : 2009/71-2012/428Davacı N.. K.. vekili Avukat S.. B.. tarafından, davalı T.. I.. aleyhine 19/02/2009 gününde verilen dilekçe ile araç hasarı ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; a-Dava, haksız fiil nedeniyle araç hasarı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece maddi tazminat isteminin tamamı, manevi tazminat isteminin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosya kapsamından, davalının, haksız eylemini davacının haksız tahriki üzerine gerçekleştirdiği ve ceza kararında davalı yararına ¼ oranında haksız tahrik indirimi uygulandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, hesaplanan maddi tazminattan, herhangi bir indirim yapılmamıştır. Haksız tahrik, zarara uğrayanın müterafık kusurunu ifade eder. BK’nın 44/1. maddesi uyarınca maddi tazminattan haksız tahrik indirimi yapılması gerekirken aksi şekilde istemin tamamının kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.b-Borçlar Yasası'nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı huku­kuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edimemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun ama­cına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir. Davaya konu olayda; olay tarihi, olayın gelişim biçimi, yaralanma derecesi, davacının müterafık kusuru ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı fazladır. Davacı yararına daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere karar bozulmalıdır.-SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2-a-b-) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.