MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/02/2007 gününde verilen dilekçe ile yaralama nedeni ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, kasten yaralama nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar taraflarca temyiz olunmuştur. Davacı, davalının bıçakla kendisini yaralamasından dolayı maddi ve manevi zarara uğradığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1,00 TL maddi, 7.000,00 TL manevi tazminat ödetilmesi isteminde bulunmuş, maddi zararının bilirkişi tarafından hesaplanmasının ardından istemini ıslah yolu ile artırmıştır. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının ıslah yolu ile arttırdığı maddi tazminat istemi konusunda, ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunulması, ıslah tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin de dolmuş olması nedeni ile ıslah edilen bölüm yönünden davanın reddine, 1,00 TL maddi tazminat ile takdiren 4.000,00 TL manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini istediği, yargılamanın devamı sırasında düzenlenen bilirkişi raporunda zararın talep edilenden daha fazla olduğunun belirlenmesi üzerine 22/02/2012 günlü ıslah dilekçesi ile dava dilekçesindeki talep sonucunu artırarak bilirkişi raporunda belirlenen miktara yükselttiği anlaşılmaktadır. Davacının ıslah dilekçesiyle ileri sürdüğü istem, yeni bir dava niteliğinde olmayıp dava dilekçesindeki istek sonucunun artırılması biçimindedir. Bu nedenle sadece dava dilekçesine karşı ileri sürülebilecek olan zamanaşımı defi ıslaha karşı ileri sürülemez. Islah, 01/10/2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup anılan kanunun 177/1 maddesinde ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği açıkça düzenlenmiştir. Şu durumda, ıslaha karşı zamanaşımı... definde bulunulamaz. Açıklanan yasal düzenleme karşısında; yerel mahkemece, ıslah ile artırılan bölümün zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA, davalının tüm, davacının öteki temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.