MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/07/2010 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/09/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile düğün yaparak evlendiklerini, davalının ayrı yaşadığı resmi nikahlı bir eşinin olduğunu sonradan öğrendiğini, 26 yıl kadar birlikte yaşadıktan sonra davalının kendisine hakarette bulunarak evden kovduğunu belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararın tazminini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacının davalı ile 26 yıl süre karı koca gibi yaşadıktan sonra evden kovulması nedeniyle, manevi zarara uğradığı kabul edilerek manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı ile davalı arasında Medeni Yasa’ya uygun olarak gerçekleştirilen ve hukuk alanında geçerlilik taşıyan bir evlilik ilişkisi bulunmadığından, aralarındaki uyuşmazlığın aile hukuku kurallarına göre değil, Borçlar Yasası ve özellikle Borçlar Yasası’nın haksız eyleme ilişkin düzenlemeleri gereğince çözümlenmesi gerekir.Dosya kapsamından, davacının davalı ile isteyerek birliktelik yaşadığı, sözkonusu tarihte reşit olduğu anlaşılmaktadır. Hukuken hiçkimse kendi kusuruna dayanarak hak elde edemez. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davanın tümden reddi gerekirken, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.....SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA; davacının tüm, davalının öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.