MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/10/2014NUMARASI : 2013/512-2014/371Davacı F.. N.. vekili Avukat H.. B..tarafından, davalı N.. U.. aleyhine 05/12/2013 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptalinin istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 14/10/2014 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 01/12/2015 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil N.. U.. ile karşı taraftan davacı asil F.. N.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışına kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Diğer temyiz itirazlarına gelince;a)Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı tarafından aleyhine başlatılan icra takibi kapsamında, emekli maaşına haciz konularak kesinti yapıldığını, haksız kesintinin iadesi için davalı hakkında başlattığı icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibine devamına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, 27/08/2014 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak; itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.2008 yılı E.. A.. başında yürürlüğe girmiş olan, 5510 sayılı S.. K.. 5754 sayılı yasa ile değişik 93. maddesinin ilk fıkrasının ikinci cümlesinde; "..." hükmü düzenlenmiştir. İ.. 83/a maddesi gereğince, "..." hükmüne karşın, 28/02/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanunun 32.maddesi ile değişik 5510 sayılı S.. 93/1. maddesine, "bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakatı bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir" ibaresi eklenmiştir. Yani, kural olarak borçlunun aldığı emekli maaşı üzerine yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler karşısında haciz konulamaz. Dosya incelendiğinde; davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibi kapsamında, İ.. M.. 20/09/2004 tarihli yazısı ile davacının emekli maaşından kesinti yapılmasının istendiği, sırası geldikten sonra 26/10/2006 tarihinden itibaren kesinti yapılmaya başlandığı, uzun bir süre kesinti yapıldıktan sonra, emekli maaşına haciz konulamayacağından bahisle davacı tarafından İ.. M..nezdinde 03/07/2009 tarihinde şikayette bulunulduğu, davacının şikayeti haklı görülerek 11/10/2012 tarihinde haczin kaldırılmasına karar verildiği, icra müdürlüğü tarafından kuruma gönderilen 11/12/2012 tarihli yazı ile A.. 2012 tarihi itibariyle kesinti işlemine son verildiği anlaşılmaktadır.Somut olayda davacı, haciz ve ilk kesinti tarihinin üzerinden uzunca bir süre geçmesine rağmen maaşından kesinti yapılmasına açıkça karşı koymayarak zımni rıza göstermiştir. Ancak 03/07/2009 tarihinde İ.. M.. şikayette bulunarak haciz ve kesinti işlemine karşı açıkça rıza göstermeme iradesini ortaya koymuştur. Bu hal ve şartlar altında, davacının geçmişe dönük yapılan kesintilerin iadesini istemesi M.. K.. 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırılık teşkil eder. Şu halde, sadece şikayet tarihinden sonra yapılan kesintiler yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, davacının zımni rıza gösterdiği dönemi de kapsayacak şekilde itirazın tümden iptali doğru değildir. Diğer yandan, davacının davalı hakkında başlattığı icra takip dosyasına sunulan "..." başlıklı tabloda, faiz başlangıç tarihi olarak reddiyat tarihlerinin esas alındığı görülmektedir. Mahkemece hükme esas alınan 27/08/2014 tarihli bilirkişi raporunda ise tahsilat tarihlerinden faiz hesaplanmıştır. Bu hesaplama, davacının talebini aşar niteliktedir.Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde mahkemece yapılacak iş, haczedilmezlik şikayetinin tarihi olan 03/07/2009 tarihinden itibaren, kesintiye son verildiği A.. 2012 tarihine kadar yapılan ödemeler ile bu ödemelere ait reddiyat tarihleri esas alınarak hesaplanacak işlemiş faizler yönünden itirazın iptaline ve takibin devamına karar vermektir. Yanılgılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.b) Mahkemece, icra takibindeki asıl alacak miktarı üzerinden davacı yararına %20 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Dosya kapsamına göre, alacağın başlangıçta belirli olmadığı, çözümünün yargılamayı gerektirdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, likit bir alacaktan söz edilemez. Şu durumda, icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması doğru değildir. Kararın açıklanan bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2-a-b) numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.