MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 31/12/2013NUMARASI : 2013/457-2013/560Davacı M.. Ç.. vekili Avukat C.K tarafından, davalılar G.. P.. vd aleyhine 30/12/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; görev yönünden reddine dair verilen 31/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince;Dava, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken, kusurları sonucu kişilere zarar vermelerinden kaynaklanan ve zarar görenlerin kamu görevlileri ile Sağlık Bakanlığı aleyhine açtıkları maddi ve manevi tazminat davasıdır. Mahkemece, İdare Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır.(T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.Davaya konu edilen olayda, Devlet Hastanesinde doktor olan davalının, hatalı ameliyat yaparak davacının felç kalmasına neden olduğu ileri sürülmüştür. Kamu görevlilerinin görevleri kapsamında yetkisini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zarardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğine göre, somut olayda davalı doktor G.. P..'a husumet tevcih edilmesi doğru değildir. Şu halde, davanın davalı G.. P.. yönünden husumet (taraf sıfatı) yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davalı idareyle birlikte onun yönünden de görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA; davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.