MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/10/2010 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; açılan davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacıların ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, meydana gelen trafik kazası sonucu müteveffanın hayatını kaybettiğini beyanla, uğranılan maddi ve manevi zararlarının davalıdan tazminini talep etmişlerdir. Davalı, meydana gelen kazada idareye atfedilebilir bir kusur bulunmadığını belirterek açılan davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece; açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 1086 sayılı HUMK madde 43 ve 6100 sayılı HMK madde 57 ve devam maddeleri gereğince davanın birden fazla kişi hakkında aynı sebepten doğması halinde, birden fazla kişi birlikte dava açabilir veya birlikte dava edilebilirler. Davacılar, müteveffanın anne, baba ve kardeşleri olup davanın niteliği ve belirtilen yasa maddesi gereği tazminat davasını ayrı ayrı açabilecekleri gibi birlikte de açabileceklerdir. İhtiyari dava arkadaşlığında her dava her yönden bağımsızdır. Bu nedenle her davacı için yargılama giderinin, bu doğrultuda avukatlık ücretinin de ayrı olması gerekmektedir. Yerel mahkemece davacılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.-/--2-2012/14773-2013/13884 3-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; tazminat hesabına ve karara esas alınan kusura dair raporda bilirkişilerce "...araçtaki emniyet kemerlerinin yerlerinde mevcut, kullanılabilir durumda ve sağlam olduğu mütevveffanın da kaza sonrası araçtan fırlamasının emniyet kemeri takmadığını gösterdiği, emniyet kemeri taksaydı ölüm riskinin azalacağının belirtildiği, emniyet kemeri kullanmaması ile zararlı sonuç arasında illiyet bağının bulunduğu ve emniyet kemeri takmayarak zararlı sonucun gerçekleşmesine katkıda bulunduğundan olayda hafif (tali kusurlu) olduğu" mütalaa edilmiştir.Bu durumda mahkemece 818 sayılı Borçlar Kanunu 43. (TBK 51,52.maddeler) maddesi gereği davacılar için belirlenen maddi tazminat miktarından davalı lehine uygun miktarda indirim yapılması gerekirken, bilirkişi tarafından tespit edilen tazminatın tamamına hükmedilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacılar yararına, (3) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.