MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 19/06/2007 gününde verilen dilekçe ile men'i müdahale ve maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 23/11/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, el atmanın önlenmesi ve haksız eylemden kaynaklanan maddi zararın ödetilmesi istemlerine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının samanlığı kilitlemesinden dolayı tek başına kendisine ait olan samanları kullanamadığını belirterek, el atmanın önlenmesi ve samanları satamamasından dolayı uğramış olduğu zararın tazmini isteminde bulunmuştur.Davalı, birlikte ürettikleri samanların paylaşım sonucu kendisine düştüğünü belirterek, usul ve yasaya aykırı olan davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece, samanların mülkiyetinin ihtilaflı olduğu, malikinin davacı olduğunun ispat edilemediği kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamına göre, taraflar arasında, dava konusu samanların içerisinde bulunduğu samanlığın, davacının babası ile davalının müşterek murislerinden kalma taşınmaz olduğu hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, müşterek muristen intikal eden samanlık içerisindeki samanların kime ait olduğu noktasında toplanmaktadır. Tespit dosyası ile eldeki dosyada yapılan keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların çoğunluğu, samanların mülkiyetinin davacıya ait olduğunu beyan etmişlerdir. Ancak, aynı mahalli bilirkişi ve tanıklar, duruşma esnasında alınan ifadelerinde, bu kez samanların davacı ve davalının müşterek mülkiyetinde olduğunu bildirmişlerdir. Mahkemece, bu son ifadeler hükme esas alınmıştır. Halbuki, mahalli bilirkişi ve tanık anlatımlarına göre, davacının samanlar üzerinde en azından yarı oranında müşterek malik olduğunun kabul edilmesi gerekir. Şu halde, davacının mülkiyet payı oranında talepte bulunabileceği gözetilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.