MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... davalılar ... vd. aleyhine 22/01/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 26/06/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince;Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, borçlu olmadığı halde, icra dosyasındaki borçlu ile aralarındaki isim benzerliği nedeniyle evine hacze gelindiğini, ev eşyalarına haciz konulduğunu, eşyaların yediemin deposuna kaldırıldığını belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararlarının tazmini isteminde bulunmuştur.Davalı, isim benzerliği yüzünden davacı hakkında takip ve haciz yapıldığını, bu durum öğrenildikten sonra haczedilen malların davacıya hemen iade edildiğini, davacının kapısına bırakılan nota rağmen kendisinin gerçek borçlu olmadığı yönünde kimseyi uyarmadığını, bu bakımdan davacının da kusurlu olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının da kusurlu olması ve haczedilen malların ertesi gün iade edilmesinden dolayı davacı üzerinde yarattığı etkinin az olması gözetilerek manevi tazminat isteminin, ispat edilmediğinden dolayı da maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, taraflar arasında bir borç ilişkisinin bulunmadığı, ancak icra dosyasındaki borçlu ile davacının isim ve soyisminin aynı olması nedeniyle davacının evine hacze gelindiği, ilk gelişte çilingir olmadığından kapıya not bırakılarak hacze son verildiği, ikinci gelişte ise, çilingir marifeti ile kapı açılarak evde bulunan bir kısım eşyaların haczedildiği anlaşılmaktadır. Gerçek borçlunun takip dosyasında açık adresi bulunmasına ve daha önce haciz için işyerine gidilmiş olmasına rağmen, sırf isim benzerliğinden dolayı bu kez davacının evine hacze gelinmesinde davacının hiçbir katkısı bulunmamaktadır. Şu halde, yapılan işlemin haksız haciz niteliğinde olduğu ve davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunun kabulü gerekir. Mahkemece bu olgular gözetilerek, davacı yararına uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, manevi tazminat miktarının tayininde etkili olabilecek olgulara dayanarak, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.... SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA; davacının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.