Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 138 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2288 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 09/08/2005-23/09/2010 gününde verilen dilekçeler ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davaların reddine dair verilen 11/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı ka­nıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmeme­sine, özellikle davacı vekilinin 11/11/2014 tarihli oturumda davalılardan ... hakkındaki davadan vazgeçtiklerini beyan ettiğine göre, davacının asıl davaya yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,2-Davacının birleşen davaya yönelik temyizine gelince,Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, tartışma üzerine çıkan kavgada davalı ve arkadaşlarının kendisini bıçakla yaralayıp darp ettiklerini, olay ile ilgili ceza yargılamasında ...'un bıçakla yaralama suçunu üstlendiğini, ... ve arkadaşlarının eylemi nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek zararın ödetilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/10/2010 tarihli 2010/406 esas, 1197 karar sayılı ilamıyla sanık ...'un beraatine karar verildiği, davalının davacıyı yaraladığı ve kavgaya el uzattığı konusunda delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, davalı ...’un ceza yargılamasındaki beyanları ile dava konusu haksız eylemi ikrar ettiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı bu eyleminden dolayı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/10/2010 tarihli 2010/406 esas, 2010/1197 karar sayılı ilamıyla beraat etmiş ise de, bu karar hukuk hâkimini bağlayıcı nitelikte değildir (TBK m.74, 818 s.BK m.53). Bu nedenle davalı ...’un haksız eylemden sorumlu olduğu gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) no’lu bentte açıklanan nedenle birleşen dava yönünden BOZULMASINA, davacının asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.