MAHKEMESİ : Buldan Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/05/2015NUMARASI : 2014/217-2015/112Davacı R.. Ç.. vekili Avukat M.. G..tarafından, davalı S.. B.. aleyhine 08/07/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 13/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının kendisi hakkında asılsız isnat ve iddialarda bulunarak birden fazla defa idareye ve C..B..şikâyetçi olduğunu, haksız şikâyetlerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu belirterek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir.Davalı, zamanaşımı def’inde bulunmuş, esası yönünden de davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davalının B..B..yaptığı şikayet sonucunda düzenlenen iddianame ile davacının zarar ve tazmin sorumlusunu öğrendiği, 818 sayılı BK'nın 60. maddesi gereği iddianame tarihi olan 23/09/2010 tarihinden itibaren 1 yıllık kısa, davalının şikâyet tarihi olan 24/07/2009 tarihinden itibaren 10 yıllık uzun zamanaşımı sürelerinin söz konusu olduğu, dava tarihi itibarıyla da 1 yıllık kısa zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.Dava haksız eylem nedeni ile uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkin olduğuna göre zamanaşımı süresinin belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 60/1-2. maddelerinin uygulanması gereklidir. Buna göre zamanaşımı süresi; zarar görenin haksız eylem ve failini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl, her halükarda zarar veren eylemin gerçekleşmesinden itibaren 10 yıldır. Eğer fiil ceza kanunları uyarınca daha uzun zamanaşımı süresi bulunan cezayı gerektiren bir eylemden doğmuş ise ceza zamanaşımı süresi uygulanır.Dava konusu şikâyet dilekçesi, yasal unsurlarının oluşması halinde 5237 sayılı T..’nın 267. maddesinde düzenlenmiş bulunan iftira suçunu oluşturabilecek nitelikte olup, aynı yasanın zamanaşımını düzenleyen 66. maddesine göre de zamanaşımı süresi 8 yıldır. Şikâyet dilekçelerinin verildiği tarihler göz önüne alınıp, dava tarihi itibariyle davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, zamanaşımı nedeniyle davanın reddedilmesi doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.