....Davacı ....... ve diğeri aleyhine 11/08/2010 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/05/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... AŞ. vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalı ...'nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalı ...'nin diğer temyiz itirazlarına gelince: a)Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabülüne karar verilmiş; hüküm, davacı ... davalılardan ..... tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu haberin,.... gazetesinin 10/08/2010 günlü sayısının magazin ekinde manşetten, "GİZLİ AŞKA EVET" başlığı ile ve aynı gazetenin ..... adlı internet sitesinde yayınlandığı, davacının bir otelin havuzunda çekilmiş fotoğrafları ile birlikte görüntüler ile ilgili iddialara verdiği cevapların okuyucuya aktarıldığı görülmektedir. Basının haber verme hakkı, gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi, konu ile anlatım arasında düşünsel bağlılık temel kuralları ile sınırlıdır. Gerçeklik ise, somut gerçeklik değil, olayın haberin verildiği andaki beliriş biçimine uygunluk olarak anlaşılması gereken gerçekliktir. Maddi gerçekliğin saptanmasından sonra yayın yapılabileceği kabul edilecek olursa haber verme hakkı sınırlandırılmış olur. Basın, maddi gerçeği araştırma ve ortaya çıkarma göreviyle sorumlu değildir. Önemli olan ortaya çıkan bir olayın iddiaya uygun biçimde yayımlanmasıdır. ...Somut olaya gelince; davacının evli ve çocuk sahibi bir kişi olduğu, ... milletvekili olması nedeniyle siyasi bir kimliği bulunduğundan özel yaşantısı ile ilgili haberlerin kamuoyunun ilgi ve dikkatini çektiği, bu nedenle basın tarafından yakından takip edildiği, habere konu fotoğraflarda havuz başında bir bayan ile güneşlenirken görüntülendiği, görüntülerin çarpıcı bir başlık ile verildiği, fotoğrafların gerçek olmadığı yönünde bir itiraz bulunmadığı, davacının yanındaki bayanın hukuk danışmanı olduğuna ilişkin açıklamalarının da haberin devamında yer aldığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, çekilen fotoğraflar nedeniyle dava konusu haberin görünür gerçekliğe uygun olduğu, yayımlanmasında toplumsal ilgi bulunduğu, yapılan eleştirinin hukuka aykırılığından söz edilemeyeceği sonucuna varılmaktadır. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olmaları usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.b)Mahkemece, 12/08/2010 tarihinde dava konusu internet sitesinde yayınlanan "BİR YASAK AŞK DAHA MI?" başlıklı haberin yayınlanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmiş, hükümde de tedbir kararının devamına denmiştir. 23/05/2007 tarihinde yürürlüğe giren İnternet ortamında Yapılan Yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki 5651 sayılı Kanunun 9. maddesinin 1,2,3 ve 4 nolu bentlerinde, yayın içeriği nedeniyle hakları ihlal edildiğini iddia eden kişi ya da kişilerin hangi usullerle ve hangi mercilere yayın durdurma talebinde bulunacakları aşamalarla belirlenmiş olduğundan ve belirlenen makam ve merciler arasında sadece yayına içerik sağlayıcısı ve yer sağlayıcısı ile sonraki aşamada Sulh Ceza Mahkemeleri görevli kılınmıştır.5651 sayılı Yasanın 9/1-2 maddesinde davaya konu hakaret eylemini de kapsayacak şekilde; içerik nedeniyle hakları ihlal edildiğini iddia eden kişinin, içerik sağayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabı bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebileceği, İçerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde, talebi yerine getireceği, bu süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılacağı, talebin reddedilmiş sayılması halinde, kişinin onbeş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza mahkemesine başvurarak, içeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebileceği, sulh ceza hâkiminin bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlayacağı, Sulh ceza hâkiminin kararına karşı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebileceğinin belirtilmesi karşısında internet üzerinden yapılan yayınların durdurulmasına yönelik istemlere yönelik olarak açıkça Sulh Ceza Mahkemeleri görevli kılınmıştır. Şu halde, yayının nihai olarak durdurulması istemi yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.....SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a,b) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle davalı ... AŞ. yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalı ... AŞ'nin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.