Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13540 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2437 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ordu 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/01/2013NUMARASI : 2012/507-2013/46Davacı-birleşen dosyada davalılar B.. K.. vd vekili Avukat S.Y. A. tarafından, davalı-birleşen dosyada davacılar C.. K.. vdl aleyhine 18/08/2003 ve 29/09/2003 gününde verilen dilekçeler ile asıl davada el atmanın önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat, birleşen davada maddi ve manevi tazminat alacak istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen 24/01/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı-birleşen dosyada davalılar vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davalı-birleşen dosyada davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 21/10/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı-birleşen dosyada davalılar vekili Avukat K. T.ve davacı-birleşen dosyada davalı asil B.. K.. ile karşı taraftan davalı-birleşen dosyada davacılar vekili Avukat B. G.r geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davacı-birleşen dosya davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;a) Asıl dava, müdahalenin meni, rıza dışı yol açılması nedeniyle maddi ve haksız şikâyet nedeniyle manevi tazminat istemine, birleşen dava haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Dosya kapsamından, Kumrulu Köyü Çatak mevkiinde yer alan ve tarafların maliki oldukları arazilerde yol sıkıntısı yaşandığı, o bölgede arazisi olan tarafların bir araya gelerek; araç gidiş gelişine imkân verilmesi için yol güzergâhındaki yerlerden genişletme yapılmasına rıza gösterdikleri, bu amaçla Köy Hizmetlerinden iş makinesi kiraladıkları ve yol genişletme çalışmalarına başladıkları, davacılara ait taşınmazda yol genişletme çalışmalarının, eski patika yol izlenmek suretiyle yapılacağının taraflarca kararlaştırıldığı ve buna dair işaretlemeler yapıldığı, ancak patika yolun dere kenarından geçiyor olması nedeniyle iş makinesinin çamura battığı ve çalışmayı yarım bıraktığı, keşif tutanağındaki tanık beyanlarına göre; davacılardan Beyazıt Kılıç’ın yolu işaretli yerden geçirmelerini söyleyerek taşınmazın başından ayrıldığı, iş makinesinin dere yatağının yakınında çalışma yapamaması nedeniyle yol genişletme çalışmalarının güzergâhı değiştirilerek yolun anlaşma dışı yerden geçirildiği, bu işlem yapılırken de davacıların taşınmazına zarar verildiği, bunun üzerine davacılar tarafından rızaları hilafına çalışma yapıldığı için açılan yolun tel çekmek suretiyle kapatıldığı anlaşılmaktadır.Asıl davada davacılar, rıza gösterdikleri güzergâh dışına çıkılması nedeniyle taşınmazlarına tecavüz edildiğini belirterek; tecavüzün önlenmesini ve uğranılan maddi zararın ödetilmesini, ayrıca davalılar tarafından yapılan şikâyetler nedeniyle manevi tazminata karar verilmesini talep etmişlerdir. Birleşen davada ise davacılar; davacı-birleşen dosya davalılarının başta rıza göstermelerine rağmen, sonradan açılan yolu kapattıklarını, yol genişletme çalışmaları sırasında kendi taşınmazlarında meydana gelen zararların ve iş makinesi kiralanması için yapılan masrafların sonuçsuz kaldığını, anlaşmaya aykırı davranılması nedeniyle ayrıca kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır.Mahkeme, davacı-birleşen dosya davalılarının maliki oldukları yere davalı-birleşen dosya davacılarının bir müdahalesinin olmadığı, herhangi bir zararın doğmadığı, davacı-birleşen dosya davalılarının yolun geçmesine muvafakat ettikleri, bu nedenle davacı-birleşen dosya davalılarının davasının sübut bulmadığı gerekçesi ile asıl davanın reddine karar vermiştir.Davacılar da, tıpkı davalılar gibi ulaşımın kolaylaşması açısından taşınmazlarında yol genişletme çalışması yapılmasına rıza göstermişlerdir. Ancak davacıların bu rızası, yolun geçeceği kararlaştırılan işaretlenmiş kısım ile sınırlıdır. Davacıların yol çalışmasına rıza göstermeleri, davalılara taşınmazın istenildiği yerinden yol geçirme hakkı vermez. Her ne kadar dosyada yer alan jeoloji mühendisi raporunda; yolun yol yapma tekniğine en uygun yerden geçirildiği yönünde görüş bildirilmiş ise de, rıza aşıldığı için bu durum davalılar yararına hukuka uygunluk nedeni oluşturmaz. Davalılar oluşan zarardan sorumludur. Bu nedenle müdahalenin meni ve uğranılan maddi zararın tazmini isteminin reddedilmiş olması doğru değildir. Zararın kapsamı belirlenerek sonucuna göre karar verilmelidir. Asıl davaya yönelik kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.b) Mahkeme birleşen davada; davacı-birleşen dosya davalılarının muvafakatine güvenilmesi nedeniyle oluştuğu bildirilen maddi zarar ile haksız şikayet nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesine karar vermiştir.Davacı-birleşen dosya davalılarının, rızaları dışında açılmış olan yolu kullanıma kapatmaları, taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı bir eylem olarak değerlendirilemez. Davacı-birleşen dosya davalılarının eylemlerinde hukuka aykırılık bulunmadığından maddi tazminat isteminin reddi gerekir. Ayrıca davacı-birleşen dosya davalılarının eylemleri kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığından manevi tazminatı da gerektirmez. Birleşen davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Açıklanan nedenle birleşen davaya yönelik kararın da bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2-a-b) numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle davacı-birleşen dosya davalıları yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı-birleşen dosya davacılarının vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, tarafların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacı-birleşen dosyada davalılar yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalı-birleşen dosyada davacılara yükletilmesine, davacı-birleşen dosyada davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.