Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1351 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11921 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/06/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/02/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı eşi ile 4 yıl kadar önce evlendiklerini, 1,5 yıl kadar evli kaldıklarını, evliliğin başından beri davalının kendisine karşı psikolojik baskı ve fiziksel şiddet uyguladığını, sebepsiz yere huzursuzluk çıkardığını, ağza alınmayacak küfürler ettiğini, en son olarak 30/01/2007 tarihinde uyguladığı fiziksel şiddetin adliyeye intikal etttiğini psikolojik baskı ve fiziksel şiddetin sonucu ruhsal çöküntü yaşadığını belirterek manevi tazminat istemiştir.Davalı, davanın Sulh Ceza davasına konu eylem nedeniyle istenilen tazminat davası olduğunu, ceza dosyasındaki suç tarihinin 30/01/2007 olduğunu, suç tarihi dikkate alındığında davanın süresinde açılmadığını, Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/15 E, 2007/26 K sayılı dosyası ile boşandıklarını, davacının boşanma davasında her hangi bir tazminat talep etmediğini savunmuş ve davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davalının, davacıya müessir fiilde bulunmak suçundan yargılanıp ceza aldığı, mahkumiyet kararının BK'nun 53. maddesi gereği bağlayıcı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamından, davalının davacıya yönelik 30/01/2007 tarihli müessir fiil suçu nedeniyle yargılanıp, Ulukışla Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/35 E, 2010/79 K sayılı kararı ile adli para cezası ile mahkumiyetine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Yine davacı tarafından davalı aleyhine boşanma davası açılmış, davalının da boşanmaya karar verilmesini istemesi üzerine Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/15 Esas, 2007/26 Karar sayılı kararı ile tarafların TMK'nun 166/3 maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, karar temyiz edilmeksizin 27/03/2007 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı açmış olduğu boşanma davasında ceza davasına konu teşkil eden davalı eylemini boşanma sebebi olarak kabul edip ve buna dayanarak dava açmasına rağmen maddi ve manevi tazminat istemiyerek anlaşmalı olarak boşanmıştır. Dolayısı ile davacı davaya konu ettiği davalı eyleminden dolayı tazminat isteminden vazgeçmiş sayılır. Davacının sonradan açtığı bu dava ile artık manevi tazminat talep etmesi mümkün değildir.Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.