MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/07/2014NUMARASI : 2008/278-2014/345Davacı T.C. Ziraat Bankası A.Ş. vekili Avukat Ali tarafından, davalılar A.. Y.. ve diğerleri aleyhine 03/09/2003 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 17/07/2014 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davalılar vekili Avukat Mahmut tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 03/02/2015 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat Şule geldi, karşı taraftan davalılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları dışındaki tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının temyiz itirazına gelince; dava, banka mevzuatı ve bankacılık uygulamalarına aykırı olarak usulsüz kredi kullandırılmasından dolayı uğranılan zararın tazmini için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı banka, bankanın personelleri olan davalıların kredi talebinde bulunan işletmecilere usulsüz kredi kullandırdıklarını, tahsil edilemeyen krediler nedeni ile bankanın zarara uğradığını, zararın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar, görev yaptıkları dönem içerisinde kullandırılan kredilerin tamamen usulüne uygun olarak kullandırıldığını, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalıların kredi işlemlerinde bir ihmallerinin söz konusu olmadığı, kredilerin tahsili için banka tarafından yapılan takiplerin sonuçsuz kaldığını gösteren belgelerin bulunmadığı, kullandırılan kredilerin sisteme geri döneceği yönünde davalıların bir garantilerinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Davalılarca kullandırılan kredilere esas alınan tüm kayıtlar, kredi borçluları aleyhine yapılan icra takip ve tahsil bilgileri dosya arasına alındıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Birbirleriyle uyumlu bilirkişi raporları ile davalıların, dava dilekçesinde 25 kalem halinde ileri sürülen işlemlerin bir kısmında usulsuzlük yaptıkları tespit edilmiştir. Mahkemece en son alınan 13/09/2013 tarihli bilirkişi raporu ile davalıların tahsil edilemeyen kredilerden sorumlu tutulması gerektiği ve sorumlu oldukları zarar kapsamı belirlendiği görülmüştür.Yukarıda sözü edilen mali müşavir, banka müdürü/müfettişi ve hukukçu bilirkişiden oluşan heyetin ayrıntılı raporu ile tüm dosya kapsamına göre davalı banka çalışanlarının kredi kullandırma işlemlerinde kusurlu oldukları anlaşıldığı halde mahkemece, dosya kapsamına uygun düşmeyen bir gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Keza müteselsil sorumluluk gereğince davacı bankanın, zararının tazminini kredi borçluları ile kredi veren kusurlu çalışanlarından talep etme konusunda muhayyer olduğundan sadece çalışanlarını dava etmesine engel bir hal yoktur. Zarar tahsilde tekerrüre düşülmemek kaydı ile davalı çalışanlarından da istenebilir.Şu durumda mahkemece; davacı banka tarafından tazmini istenen zararın gerçekleşmesinde davacı bankanın davalı personele banka mevzuatı ile ilgili gerekli eğitimin verilmesinde, kredi sisteminini kesin ve net kurallara göre belirlenmesinde ve sistemin kurulmasında müterafık kusurunun bulunup bulunmadığı ayrıca yapılan işlemlerin niteliği ve hacmi gereği davalılar yararına uygun bir miktar hakkaniyet indirimi yapılıp yapılamayacağı hususlarının da tartışılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekir iken, mahkemece, yerinde olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davacı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine 04/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.