Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13010 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 8535 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ ...Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar... Müdürlüğü vd. aleyhine 25/12/2006 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/06/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Davalı ... Genel Müdürlüğü'nün temyizi yönünden;Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Davacı, taşınmazına çeltik ekimi için gerekli hazırlıkları yaptığını ancak davalı....ait drenaj kanallarının kapalı olması ve komşu parselde çeltik ekimi yapan diğer davalının tahliye kanallarını açmaması sonucu taşınmazının sular altında kaldığını ve ekim yapamadığını beyanla meydana gelen zararın tazminini talep etmiştir.Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.DSİ bir idari hizmet birimidir. Faaliyetleri kamu hizmeti kapsamındadır. Zarar da kamu hizmeti kapsamındaki faaliyetler nedeni ile meydana gelmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu 2. maddesi hükmünce talep, bir tam yargı davası niteliğinde olup bu davalara bakma görevi idari yargı yerine ait olduğundan, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddedilmesi gerekirken esastan incelenmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2-Davalı ...'in temyiz itirazlarına gelince; dosya içerisine alınan 2007/20-10 Değişik İş sayılı tespit dosyasında mevcut bilirkişi raporunda "...davaya konu taşınmazın kuzeyinde sızdırma kanalı var, sızdırma kanalının tahliye kanalı olması gereken yol ve kenarlarındaki tahliye kanallarının davacı ... tarafından işlevinin zeminde bozulması nedeni ile çalışması engellendi..." tespiti yapılarak mevcut durum ve zararın oluşmasında davacıya kusur atfedilmiştir. Oysa eldeki dosyada düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kusur durumu irdelenerek mahkemece değerlendirilmemiş olup, raporlar arasındaki bu çelişkili durum giderilmeden uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması doğru bulunmamış, mahallinde yeniden keşif yapılıp bilirkişi raporu düzenletilerek varılacak sonuca göre hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir....SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda (1) no'lu bentte gösterilen nedenlerle davalı ... . yararına, (2) no'lu bentte gösterilen nedenlerle davalı ... yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamına göre; davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalılardan ...'ten peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.