MAHKEMESİ : Van 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/02/2014NUMARASI : 2011/475-2014/134Davacı İ.. B.. vekili Avukat A..K.. tarafından, davalı M.. E.. aleyhine 18/07/2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/02/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, rücuen alacak istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz olunmuştur.Davacı, dava dışı S.. G.. ait koyunlara kaçak olduğu iddiası ile el konulduğunu ve yediemin olarak davalıya teslim edildiğini, V..M.. 1999/180 esas sayılı kararı ile S.. G.. hakkında beraat ve el konulan hayvanların sahibine iadesine karar verildiğini ancak davalının muhafaza görevini yerine getirmediğinden telef olan hayvanların iade edilemediğini ve idarenin tazminat ödemek zorunda kaldığını iddia ederek, ödenen tazminatın davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.Davalı, bir kusuru olmadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davalının yediemin olarak teslim edilen koyunları talebe rağmen teslim etmediği, hayvanların tümünün ölümüne neden olacak salgın bir hastalığın varlığını anında ilgili kurumlara bildirmediği gerekçesiyle istemin tümden kabulüne karar verilmiş faiz başlangıcı ise dava tarihi olarak hüküm altına alınmıştır.Haksız fiilden doğan rücuen alacak davasında, davalı ödeme tarihinden itibaren faizle sorumludur. Davacı tarafın yaptığı ödemeler kesinleşen mahkeme kararına dayandığı gibi, haksız eylemden doğan bir borcun ifasına da ilişkin olduğundan davalının ayrıca bir ihtarla temerrüde düşürülmesine gerek yoktur. Davalı, ödeme tarihinden itibaren faizle sorumludur. Davacı yan da dilekçesinde açıkça ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesini istediği halde mahkemece bu durum gözardı edilerek dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamış, bu durum bozmayı gerektirmiştir.3-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı, müteselsil sorumlu sıfatı ile üçüncü kişiye ödediği paranın halefiyet esasınca rücuen tahsilini istediğine ve davalı önceki davada davalı olarak yer almadığına göre iadenin kapsamı, davacının mahkum olup ödediği para, bu paranın kendisi hakkındaki davada verilen hükmün kesinleşmesine kadar işleyecek faizi, önceki davada hükmedilen avukatlık ücreti ve yargılama giderleri toplamından davalının payına düşen kısmıdır. Kendi kusurlu davranışı ile işin icraya düşmesine yol açan davacı, bu ihmali nedeniyle yapılmış olan icra giderlerini ve hükmün kesinleşmesinden sonra geçen sürede işleyecek faizi isteyemez. Çünkü sözü edilen giderlerle davalının eylemi arasında uygun sebep sonuç bağı yoktur. Mahkemece yapılacak iş, icra giderleri ile hükmün kesinleşmesinden sonra işlemiş olan faize ilişkin istek bölümünün hesaplanıp reddine karar vermekten ibarettir. Bu ilkelere aykırı düşüncelerle istemin tümünün hüküm altına alınmış olması doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına (3) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalıdan peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 16/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.