Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12955 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19215 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 2. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 26/06/2013NUMARASI : 2006/511-2013/160Davacı T.. A... vekili Avukat N.. B.. Ö.tarafından, davalı T.. T.. vd aleyhine 15/08/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/06/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 14/10/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat E. E. ile karşı taraftan davacı vekili Avukat M.. Ç.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-) a-) Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, davalıların usulsüz kredi kullandırmaları nedeniyle davacı bankanın zararının tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Dosya kapsamından davalıların davacı bankanın Sefaköy şubesinin müdür ve müdür yardımcısı oldukları ve dava dışı borçlu şirketlerden tahsil edilemeyen krediler nedeniyle oluşan zararın tazmininin istendiği anlaşılmaktadır. Dava konusu asıl alacağın kaynağı haksız eyleme dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında dava dışı borçlular ile olduğunun aksine ticari bir ilişki bulunmamaktadır. Bu nedenle BSMV'ne yönelik istemin hüküm altına alınmaması doğru ise de, haksız eyleme dayanan davalarda yürütülecek faiz, ticari faiz olmayıp yasal faizdir. Mahkemece, anılan yön gözetilmeden dava tarihine kadar reeskont faizi uygulanarak zarar kapsamının belirlenmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan kararın bu yönüyle bozulması gerekmiştir. b-) Mahkemece, kredilerin muaccel olmasından sonraki tahsilat aşamasında yeterli özenin gösterilmediği, ayrıca kredilerin kullanıldığı tarihte banka üst yönetiminin bu tür riskli kredilerin kullandırılmasını teşvik eder şekilde faaliyet sürdürdüğü, bu nedenle zararın % 50'sinin banka üzerinde bırakılması gerektiği belirtilmiştir. Ne var ki, yapılan bu indirim oranı hak ve adalete uygun olmayıp azdır. Şu durumda, yerel mahkemece daha fazla oranda hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken davalılar yararına yapılan indirimin düşük tutulması doğru görülmediğinden kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davalılar yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.