Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12951 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 10738 - Esas Yıl 2011





...Davacı ... vekili.... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 03/02/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/04/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Diğer temyiz itirazlarına gelince: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davalının eylemi sonucu yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir. Yargılamanın devamı sırasında düzenlenen tazminat bilirkişi raporunda davacının maluliyet zararının istemden daha fazla olduğunun belirlenmesi üzerine davacı, 09/12/2010 günlü ıslah dilekçesini vererek dava dilekçesindeki talep sonucunu artırmış ve bilirkişi raporunda belirlenen zarar miktarına göre bakiye zararını istemiştir. Mahkemece, ıslah dilekçesinde faiz istenmediği gerekçesi ile ıslah edilen kısım yönünden faize hükmedilmemiştir.Davacıların ıslah dilekçesinde ileri sürdüğü istem, yeni bir dava niteliğinde olmayıp dava dilekçesindeki istek sonucunun artırılması biçimindedir. Yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 176. maddesinde “Taraflardan her biri yapmış olduğu usul işlemlerinin bir kısmını ya da tamamını ıslah edebilir. Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilirler.” Aynı Kanun'un 177. maddesinde; “tahkikatın sona ermesine kadar ıslah yapılabilir.” biçiminde düzenleme yapılmıştır.Dava dilekçesinde belirtilen dava konusunun (müddeabihin) ıslah yolu ile artırılması ek dava niteliğinde olmayıp dava dilekçesinin kısmi ıslahı niteliğindedir. Yasada ayrıca düzenlenmiş olması ve kendine özgü kurallarının olması nedeniyle ek dava niteliğinde kabul edilemez. Bu nedenle davacıların dava dilekçesinde olay tarihinden itibaren faiz istemeleri dikkate alınarak belirlenen zararın tamamına olay tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması doğru görülmediğinden kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.