Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12933 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11536 - Esas Yıl 2015





Davacı M.. H.. vekili Avukat T.. K.. tarafından, davalı B.. B.. aleyhine 02/05/2014 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, 2330 sayılı Kanun uyarınca rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı idare, davalının haksız eylemi ile yaralanan dava dışı polis memuruna 2330 sayılı Kanun gereğince ödediği tazminatın rücuen ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Yerel mahkemece; davanın kabulü ile ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istemin ödetilmesine karar verilmiştir.2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanun'a dayalı olarak çıkartılan değişik Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Yönetmeliğin 7. maddesine göre; ''Yaralanma halinde, kurumlarınca sevk edildikleri Devlet hastaneleri, askeri hastaneler, üniversite hastaneleri veya Adli Tıp Kurumu tarafından verilen adli muayene raporlarında belirtilen yaralanmaların en ağır olanı üzerinden (farklı teşhisler olması halinde) 5'inci maddedeki tutarın yaralanmanın; a) Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olması halinde %3'ü, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmaması halinde %5'i oranında, b) Vücutta kemik kırılmasına neden olması ve kırığın kişinin hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif derecede olması halinde %7'si, orta derecede olması halinde %10'u, ağır derecede olması halinde % 15'i oranında, c) Kişinin yaşamını tehlikeye sokacak derecede olması halinde %20'si oranında, d) Araz bırakması halinde %20'sini aşmamak şartıyla yaralanma derecelerinde belirtilen oranların iki katı tutarında, ödeme yapılır." hükmü düzenlenmiştir. Bu düzenlenmeye göre tazminat miktarı iş ve güç kaybı süresine göre değil; yaralanma derecesine göre belirlenmelidir.Dosya kapsamından, mahkemece hükme esas alınan 11/02/2015 tarihli bilirkişi raporunda; tazminat miktarı hesaplanırken haksız fiilin meydana geldiği tarihteki en yüksek devlet memurunun brüt aylığı üzerinden iş ve güç kaybı süresi dikkate alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda anılan yönetmelik uyarınca hesaplama yapılırken olay tarihindeki en yüksek Devlet memurunun brüt maaşı belirlenerek yaralanma derecesine göre hesap yapılması gerekmektedir. Şu durumda, yasada ve yönetmelikte belirtilen hesaplama yöntemine göre başka bir bilirkişiden alınacak denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre zarar kapsamı belirlenerek hüküm kurulması gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında yukarıda anılan kanun ve yönetmeliğe aykırı olarak hazırlanan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bu yön bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.