MAHKEMESİ : Ankara 21. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/05/2013NUMARASI : 2008/411-2013/200Davacı İçişleri Bakanlığı vekili Avukat C. G.. tarafından, davalı Y.. G.. aleyhine 22/10/2008 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 15/05/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davacı idare, davalının fiili ile yaralanan dava dışı polis memuruna 2330 sayılı Yasa gereğince ödediği tazminatın rücuen tahsilini talep etmiştir.Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davalının bizzat polis memuruna yönelik kemik kırığı oluşturacak kasıtlı bir eyleminin olmadığı, ceza davasında davalının kasten yaralama suçundan beraat ettiği, yalnızca görevli memura direnme suçundan ceza aldığı, polis memurunun yaralanmasıyla davalının eylemi arasında nedensellik bağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dava konusu olay nedeniyle davalı hakkında kamu davası açılıp, yargılama sonunda davalının kasten yaralama suçundan kasıt yokluğu nedeniyle beraatine, görevi yaptırmamak için direnme suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir. Gerek ceza dosyası gerekse eldeki dava dosyasında bulunan belgelerden ise, davalının göz altına alınırken direnmesi sonucu yere düşen polis memurunun ayak bileğinin kırıldığı açıkça anlaşılmaktadır.Şu hale göre, dava dışı kamu görevlisinin davalının aktif direnme eylemi sırasında yaralandığı sabittir. Bu nedenle 2330 sayılı Yasa'ya göre rücunun kapsamı belirlenerek davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar, bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 13/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.