Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12717 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4754 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/01/2014NUMARASI : 2013/457-2014/28Davacı M.. T.. vekili Avukat C.U.. tarafından, davalı A.. B.. aleyhine 10/05/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/01/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.Davaya konu edilen olayda: Davacının, Türk Tarih Kurumu tarafından çıkarılan Belleten dergisinde yayınlanmasına karar verilen makalesinin, kurumun başkanı olan davalı tarafından, davacıya ait söz konusu makalenin yine davacıya ait eski bir makaleden intihal yapılmak suretiyle oluşturulduğu, davacının zahmetsiz ve ciddiyetsiz çalıştığı, vesika çevirilerinin özensiz ve avam olduğu, makalenin kalitesiz olduğu iddia ve gerekçesiyle dergide yayınlanmasının engellendiği, bu suretle kişilik haklarının ihlal edildiği belirtilerek; manevi tazminat istemiyle dava açıldığına göre, Anayasanın 129/5. maddesi gereğince kamu görevlisi hakkında adli yargı yerinde dava açılamayacağından kast ve kusur aranmaksızın husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.Mahkemece bu yön gözetilerek, davanın husumetten reddedilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.