Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12682 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8852 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vdl. aleyhine 07/06/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/12/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılar ... ile ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız şikayet nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, taraflarca temyiz olunmuştur.Davacı, maliki bulunduğu arsa üzerinde inşaat yapması için müteahhit olan davalı ... ile anlaştığını, davalının aynı zamanda diğer davalılar ... ve ...'ın yöneticisi oldukları kooperatifin de müteahhitliğini yaptığını, kooperatife ait bazı inşaat malzemelerinin davalı ... tarafından diğer davalıların bilgisi ve rızası dahilinde kendi inşaat??nda kullanıldığını, kooperatife lazım olduğunda kendisi tarafından iade edilecek olduğunu, daha sonra kooperatif yöneticisi olan davalıların hakkında hırsızlık suçundan şikayetçi olduklarını, yargılandığını, yargılama sırasında diğer davalıların da aleyhinde yalancı tanıklık yaptıklarını, ancak beraat ettiğini, davalılar hakkında iftira ve yalan yere tanıklık yapma suçundan şikayetçi olduğunu, davalıların yargılanıp mahkum edildiklerini iddia ederek davalıların haksız eylemleri nedeni ile kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğradığı manevi zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen ödetilmesini istemiştir. Davalılar, haksız ve yersiz olarak açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davalıların ceza mahkemesince saptanan eylemlerinin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul olunarak her bir davalıdan 2.500,00'er TL alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Kişilik Hakları, hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olaya gelince, davacı ile davalılar arasında cereyan eden olayların gelişim biçimi, olay tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetildiğinde davacı yararına takdir olunan manevi tazminat tutarları fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat ödetilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava dilekçesinde davacı, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen ödetilmesini istemiştir. Mahkemece, davalılar hakkında açılan ceza davasında belirlenen eylemleri uyarınca her bir davalıdan ayrı ayrı 2.500,00 TL manevi tazminat alınarak davacıya ödetilmesine karar verilmiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden ...1. ACM nin 2008/330-2010/105 esas karar sayılı ilamı ile davalılardan ... ve ...'ın davacıya yönelik olarak iftira suçundan, davalılar ... ve ...'nun yalancı tanıklık suçundan mahkum oldukları, davalılardan ... hakkındaki hükmün açıklandığı diğerleri hakkındaki hükmün ise açıklanmasının geri bırakıldığı, ...'nun kararı temyiz ettiği, 9. Ceza Dairesinin 26.03.2013 günlü kararı ile hükmü onadığı anlaşılmıştır. HMK 26/1. maddesine göre Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Şu durumda, davalıların el ve işbirliği içinde davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden eylemlerinden dolayı davacı uğradığı manevi zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen ödetilmesine karar verilmesini istemiş olduğuna göre hüküm altına alınan manevi tazminatların her bir davalıdan ayrı ayrı ödetilmesine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalılar yararına, (3) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, tarafların öteki temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 02/07/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.