MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 06/10/2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 28/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, muvaza hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, evlilik birliği içinde ancak bedelini kendisinin ödediği taşınmazın resmi olarak evli olduğu davalı ... .... adına kayıtlı olan taşınmazın muvazaalı olarak diğer davalılara satıldığını, yapılan satışının iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Yerel mahkemece muvazaa ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir. Aile mahkemelerinin kuruluş, görev ve yargılama usullerine dair 4787 sayılı kanunun 4 maddesinde “ Aile mahkemeleri, aşağıdaki dava ve işleri görürler: 1-22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler, 2. 20/05/1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi, 3. Kanunlarla verilen diğer görevler.” şeklinde aile mahkemelerinin bakacağı işler açıkça belirlenmiştir, Somut olayda ise talep açıkça dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 18. maddesinden kaynaklanmakta olup, bu tür taleplerde yagılama görevi aile mahkemelerine ait değildir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 7 madde de davanın her aşamasında mahkemenin resen görevli olup olmadığına karar verebileceği hükmünü içermektedir. Yine yargılama devam ederken yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu 114 maddede mahkemelerin görevinin dava şartı olduğu ve 115 maddede de dava şartlarının davanın her aşamasında incelenebileceği belirtilmiştir. Şu durumda, genel hükümlere göre açılan muvaza nedeniyle tapu iptali ve tescil davasına bakma görevi genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesine ait olup, aile mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/07/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.