Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12588 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16436 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Fethiye 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/02/2013NUMARASI : 2012/46-2013/87Davacılar Ş.. D.. vd vekili Avukat M..A.. tarafından, davalı A.. A.. aleyhine 27/01/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/02/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı A.. A.. tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, davalı tarafından barolar birliğine hitaben yazılan şikayet dilekçesindeki ibareler nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek ayrı ayrı manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacıların kişilik haklarının ihlal edildiği kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Dosya içeriğinden; davalı tarafından yazılan 12/03/2012 tarihli şikayet dilekçesinde “yayılmacıların yerli, gizli iş birlikçisi olan bu bankaya ve bunların yerel yanlış hukuksuzluk yapan savunmalarına karşı benim ve torunlarım dahil hakkın hukukunu yok sayan bizden mükerrer para isteyen avukatları cezalandırmanızı istiyorum bize sahip çıkınız nemrut ve firavun olmuş bizi yoksul eden üyelerinizi cezalandırmanızı istiyorum” ibarelerine yer verildiği, Fethiye 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde de bu ibareler nedeniyle davalının hakaret suçundan kesin olarak adli para cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır. Olay tarihi, olayın gelişimi, sarfedilen beyanlar ve yukarıdaki ilkeler birlikte değerlendirildiğinde davalı A.. A.. aleyhine hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.