MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... ....tarafından, davalı ... vd. aleyhine 17/12/2002 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/01/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz olunmuştur. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Dava konusu olayda; yerel ve sınırlı kaynaklara sahip bulunan gazetede yer alan yazıda düşünsel bağlılığın aşılmış bulunması ve yukarıda gösterilen ilkeler göz önünde tutulduğunda takdir edilen manevi tazminat miktarı fazladır. Mahkemece, daha ılımlı bir düzeyde manevi tazminat takdir edilmesi gerekir. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.3-Davacı, davalıların yaptıkları yayın nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığını ileri sürerek manevi tazminat ile birlikte karar özetinin de yayınlanmasına karar verilmesini istemiştir. Borçlar Yasası'nın 49. maddesi gereğince yargıç, tazminat ödenmesi yerine diğer bir yaptırıma veya ek bir yaptırıma karar verebileceği gibi saldırıyı kınayan bir karar da verebilir. Medeni Yasası'nın 4. maddesi gereğince de yasanın takdir hakkı tanıdığı durumlarda yargıç, somut olaydaki olguları gözeterek hak ve adalete göre karar verir. Buna göre yargıç, dava konusu olan uyuşmazlıkların çözümünde uygulanacak yaptırımları özgürce takdir edebilir; ancak, bu yaptırımın somut olaya göre hak ve adalete uygun olması gerekir. Dava konusu edilen olayda yerel mahkemece, davacı yarına manevi tazminat takdir edilmesi ile davalıların eylemlerinin hukuka aykırı olduğu belirlenmiş ve böylece hem hukuka aykırılığın saptanmış olması ve hem de yararına manevi tazminat takdir edilmekle davacının doyum duygusu sağlanmış bulunmaktadır. Somut olayın özelliği, haberin verildiği zaman üzerinden uzun bir sürenin geçmiş bulunması ve Borçlar Yasası'nın 49/2. maddesindeki ölçüler temel alındığında; ayrıca yayına da karar verilmesi doğru değildir. Karar, açıklanan bu nedenle de yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2 ve 3) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; öteki temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/07/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.