Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12396 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9028 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 08/03/2016 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/03/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, doktor hatasından kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dışı ...'nın guatr ameliyatının davalı doktorlarca hatalı ve kusurlu şekilde yapılması nedeniyle adı geçen kişiye, idare mahkemesinin kararı gereğince tazminat ödendiğini belirterek, bu ödemenin olaya kusurları ile sebebiyet veren davalılardan rücuan tahsili isteminde bulunmuştur. Davalı ..., zamanaşımı nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu benimsenerek istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dairemizin 20/01/2015 gün ve 2014/1944 esas ve 2015/456 karar sayılı ilamı ile, tüm davalılar yönünden istemin kabulüne dair verilen kararın, ''...Dava, haksız eylem nedeniyle oluşan kurum zararının rücuen ödetilmesi istemine ilişkin olup, uygulanacak zamanaşımı olayın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu 60/1 maddesinde yer alan "..zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz..." hükmüne göre 1 yıl ve 10 yıllık sürelerdir. B.K.'nun 60. maddesinde sözü edilen 10 yıllık süre genel zamanaşımı süresi olup, davanın zararın ve failin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerekir. Eldeki dava rücu davası olduğuna göre zamanaşımı, kamu kurumlarında dava açmaya emir vermeye yetkili makamın verilen zararı öğrenme tarihinden itibaren başlar. Bu kapsamda dava açmaya emir vermeye yetkili makamın onay tarihi araştırılarak zamanaşımı defi hakkında karar verilmelidir. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu alacağa ilişkin olarak davacı kurumun onay vermeye yetkili makamın olur tarihine ilişkin bilgi ve belgeler davacı kurumdan istenmiş ve dava dosyasına sunulan ve kurumlar arası bilgilendirme yazısı olduğu anlaşılan 07/02/2006 tarihli yazının zamanaşımı başlangıcı yönünden esas alınması sonucu davalının zamanaşımı defiinin reddine karar verilmiştir. Dava dosyasının incelenmesinde; davacı kurumun onay vermeye yetkili makamının olur tarihinin 20/03/2003 tarihi olduğu ve davacı tarafından icra dosyasına ödemenin ise 01/07/2004 tarihinde yapıldığı anlaşıldığına göre, dava tarihi olan 08/03/2006 tarihi itibari ile 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının ve davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.