Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12381 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14847 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Malatya 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/03/2014NUMARASI : 2010/596-2014/156Davacı A.. T.. tarafından, davalılar A.. B..ve diğerleri aleyhine 30/09/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı C.. G.. yönünden açılan davanın reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne dair verilen 11/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar A.B. ve E.. K.. vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, haksız fiil nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davalı C.. G.. yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden maddi tazminat istemin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar A..B.. ve E.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Davaya konu olayda; haksız icra takibi ve haciz işlemlerinin yapılış şekli, dava tarihi ve yukarıdaki ilkeler nazara alındığında davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat fazladır. Davacı yararına daha alt seviyede manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davalılar yararına BOZULMASINA, davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenle reddine ve davalı E.. K..'tan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.