MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ....... San. Ltd. Şti vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 28/12/2010 gününde verilen dilekçe ile tasarrufun iptali istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 19/04/2012 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 25/06/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı şirket vekili Avukat ... geldi, karşı taraf davalılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.Dava, muvazaa iddiasına dayalı satış ve tescil işlemlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalılardan ...'den alacaklı olup icra takibinde bulunduğunu, bu davalının bedelini ödemek suretiyle satın aldığı ve alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla diğer davalı ...'e noterde satış yaparak onun adına tescilini sağladığı 08 08 032 tescil plaka nolu 2005 model ....marka paletli ekskavatöre ilişkin tasarrufun BK'nun 18. maddesine göre şahısta muvazaa nedeniyle iptaline karar verilmesi gerektiğini beyan ederek iş makinasının noter satışı ile sicile tescil işleminin iptal edilmesini istemiştir.Mahkemece, iş makinaları özel ve tüzel kişinin üyesi bulunduğu Ticaret ve Sanayi Odasına tescili zorunlu ve aracın noterden yapılacak devir ile şekil şartına bağlı olduğu, davacı şirket iş makinasının devrini üzerine almadığı, davalı ...'in diğer davalılar ... ve ... ile fikir birliği içinde olduğu ve muvazaalı şekilde aracın devrinin ... adına yapıldığı hususunun ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından, davalılardan ...'nun 20.01.2009 tarihinde davaya konu iş makinasını yazılı satış sözleşmesi ile davalılardan ...'e sattığı, davalı ...'in sözleşmeyi şahit sıfatıyla imzaladığı, davacı şirketin 20.10.2009 tarihinde dava dışı ... Ltd. Şti. ile davalı ... aleyhine ... 19. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1449 E sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, 06.02.2010 tarihli davacı şirket yetkilisi ile davalı ...'in düzenledikleri yazılı protokol ile iş makinasının borca mahsuben alacaklı davacı şirkete satıldığı, faturası kesildiği taktirde borcun kalmayacağı, aksi halde icra takibine devam edileceğinin belirtildiği, iş makinasının bu protokol uyarınca davacı şirkete teslim edilerek ... iline götürüldüğü, davalılardan ...'in 31.03.2010 tarihli ihtarname ile iş makinasının kendisine ait olduğunu beyan ederek teslimini istediği ve 24.03.2010 tarihinde davalılardan ...'nun noter satışını davalı ...'e yaparak 26.03.2010 tarihinde tescilinin yapıldığı, 29.06.2010 tarihinde davalı ...'in davacı şirket yetkilisi ... ve davalı ... aleyhine iş makinasının kendisine teslimi istemli dava açtığı, 23.08.2010 tarihinde ise davalı ...'in dayısı da olan tanık ...'in bu davalı aleyhine kambiyo senedine dayalı icra takibinde bulunduğu, davalı ...'in mal beyanında dava konusu iş makinasının yer almadığı, 14.09.2010 tarihinde de tanık ...'in icra dosyasında borçlu ...'e ait olduğunu belirterek iş makinası hakkında haciz talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.Yukarıda özetlenen şekilde olayın gelişimi, yazılı sözleşmede alıcı olarak davalı ...'in isminin yazılı olması, satışı yapan ...'ya ödemelerin borçlu ... hesabından yapılması ve bu davalının iş makinasını tıra davalı ...'in yüklediğine yönelik beyanları, davacı şirket ile borçlu ... arasında yapılan protokol ile iş makinasının tesliminden kısa bir süre sonra davalı ...'in teslim istemli ihtarname çekmesi, taksitlerin davalı ...'ya kendisi tarafından ödendiğini iddia etmesine rağmen son ödemeden sonra davacı şirkete teslimine kadar hiç bir eylemde bulunmaması, teslimden hemen sonra ise, iş makinası üzerinde hak iddia etmesi dikkate alındığında muvazaa iddiasının kabulü gerekir. Bu nedenle, davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve temyiz eden davacı şirket yararına takdir olunan 990.00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.