MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı ... vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 06/10/2009 gününde verilen dilekçe ile otopark ücreti tahsili istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumetten reddine dair verilen 10/01/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, ceza soruşturması sırasında hırsızlık suçunda kullanılan araca el konularak davacılara ait yediemin deposuna bırakılması nedeniyle oluşan otopark ücretinin tahsili istemine ilişkindir. Davacılar, İçişleri Bakanlığı’nı dava ederek suç soruşturması sırasında el konulan aracın emniyet görevlilerince işletmekte oldukları yediemin deposuna teslim edildiğini ancak herhangi bir ücret ödenmediğini belirterek ödenmeyen otopark ücretinin tahsilini istemiştir. Davalı, haksız ve yersiz açılan davanın gerek husumet yokluğundan gerekse esas yönünden reddini savunmuştur. Yerel mahkemece; 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunun 164. maddesi uyarınca adli kolluğun görevi kapsamında el konulan aracın otoparka çekildiğini belirterek davalı ...’na husumet yöneltilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden; Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında hırsızlık suçunda kullanılan araca Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatı üzerine emniyet görevlilerince el konularak davacılara ait yediemin deposuna teslim edildiği anlaşılmaktadır. Suç soruşturması Cumhuriyet Savcılıkları tarafından yapılmakta olup bu görev yerine getirilirken İçişleri Bakanlığı bünyesindeki kolluk kuvvetlerinden istifade edilmektedir. Cumhuriyet Savcılıkları bünyesinde adli kolluk olarak kanunen oluşturulmuş bir kolluk da bulunmamaktadır. İçişleri Bakanlığı bünyesindeki kolluk görevlileri hal ve şartlara göre adli ve idari kolluk görevlerini fiilen yürütmektedirler. Buna göre suç soruşturmasında kullanılan araca el konularak davacılara ait yediemin deposuna teslim etmek biçiminde gerçekleşen somut olay nedeniyle İçişleri Bakanlığı’na husumet yöneltilemeyeceği yorumunda bulunmak doğru değildir. İşin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Açıklanan bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.