MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/02/2013NUMARASI : 2012/524-2013/48Davacı R.. E.. vekili Avukat A..Ö.. tarafından, davalı K.. K.. aleyhine 28/09/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/02/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 23/09/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat C..Ç.. ile karşı taraftan davacı vekili Avukat A.. Ö.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının Genel Başkanı bulunduğu siyasi partinin 27/09/2012 tarihli ortak çalışma toplantısında yaptığı konuşmada şahsiyet haklarına saldırı mahiyetinde hakaret ve isnatlarda bulunduğunu, "vatan hainliği", "başka ülkelere hizmet etmek ve taşeronluk yapmak" gibi sözlerle itham ettiğini, halkın kin ve nefretine maruz bıraktığını, eleştiri sınırlarını aştığını beyan ederek manevi zararının tazminini istemiştir.Davalı, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı sıfatıyla davacı Başbakanın kişiliğini hedef almadığını, davacıya yönelik doğrudan "hain" ifadesini kullanmadığını, kamuoyunda W.. belgeleri olarak bilinen ve S..adlı kitapta yer alan bilgilerden alıntılar yapıldığını, bir kısım beyanların evvelce basında yer alan konulara ilişkin olduğunu, eleştiri sınırları içerisinde kaldığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, "...eleştiri sınırlarını zorlayacak ve aşacak nitelikte söz ve ifadelere yöneldiği... Hain kelimesi, sözlük karşılığı olarak "Hıyanet eden, zarar vermekten, üzmekten veya kötülük yapmaktan hoşlanan..." anlamına gelmektedir. Davaya konu konuşmanın tümü birlikte değerlendirildiğinde, davacının şahsını küçük düşürücü ve onur kırıcı mahiyettedir...." şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dairemizin gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin istikrar kazanmış uygulamalarında siyasetle uğraşan kişilerin kendilerine yönelik sert, ağır ve hatta incitici eleştirilere dahi katlanması gerektiği vurgulanmış ve bu durum demokratik toplum hayatının vazgeçilmez unsurlarından biri olarak kabul edilmiştir. (Örn: A.İ.H.M: 2.daire Tuşalp-Türkiye davası) A.İ.H.M'nin anılan davada belirttiği gibi A.İ.H.S'nin 10. maddesinin sadece zararsız ve ilgilenmeye değmez olarak görülen "bilgi" ve "fikirler"e değil; aynı zamanda, rahatsız eden, şaşırtan ve gücendirenlere de uygulanabileceği belirtilmiş ve bu ifadeler var olmadan "demokratik bir toplum"un sözkonusu olmayacağı ve bunların çoğulculuk, hoşgörü ve geniş fikirliliğin talepleri olduğu vurgulanmıştır. Davaya konu somut olayda; ana muhalefet partisinin genel başkanı olan davalı 27/09/2012 tarihli ortak çalışma toplantısında, tüm dünyaya yayılıp konuşulan W... belgeleri olarak bilinen yazılara dayanarak kendi politik görüşleriyle iktidarın ve dolayısıyla Başbakanın icraatlarını sert biçimde eleştirmiştir. Davacı ve davalının her ikisinin de siyasi kişiliklerinin olduğu, açıklamaların toplumu ilgilendiren konulara ilişkin bulunması nedeni ile kamusal ilginin de bulunduğu, davacının hakkında yapılan bu sert eleştirilere katlanması gerektiği, konuşmanın tümünün eleştiri sınırları içinde kaldığı ve davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği anlaşılmaktadır.Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve davalı yararına takdir olunan 1,100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.