Davacı Recep Esat vekili Avukat Abdullah tarafından, davalılar Mustafa ve diğerleri aleyhine 23.6.2000 ve 26.3.2003 gününde verilen dilekçeler ile trafik kazasından kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.4.2003 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalı Ahmet vekili, duruşmasız incelemesi Mustafa ve ......... Müh. Mut. ve Ins. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Davalı Ahmet'in temyiz itirazı yönünden;Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Zararlandırıcı eylem davalı Mustafa'nın sürdüğü araçla, davalı Ahmet'in sürdüğü ticari taksinin çarpışması sonucu meydana gelmiş, davalı Ahmet'in sürdüğü ticari takside yolcu olan davacı yaralanmıştır. Dosyadaki kanıtlara göre davalı Ahmet, olayın meydana gelmesinde kusursuzdur. Kusurun tamamı diğer davalı Mustafa'dadır. Davalı Ahmet kazaya karışan araçlardan birinin şoförü, işleteni ve aynı zamanda yolcu taşıyanıdır. Olayda kusursuz olması nedeniyle şoför olarak sorumluluğu yoktur. Karayolları Trafik Yasası'nın 85. maddesi gereğince işletenin, Türk Ticaret Yasası'nın 806/2 maddesi gereğince yolcu taşıyanın, kusursuz sorumluluk ilkeleri gereğince sorumlu tutulabilmesi için zarar ile eylem arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Kusursuz sorumluluğun tüm hallerinde olduğu gibi, işletenin ve taşıyanın kusursuz sorumluluğu bulunan durumlarda da illiyet bağının, zarar görenin veya üçüncü kişilerin ağır kusuruyla veya beklenmeyen bir halin varlığı durumunda kesileceği teoride ve yargısal kararlarda kabul edilmektedir. Ayrıca Karayolları Trafik Yasası 86/1 maddesi ve Türk Ticaret Yasası 806/2. maddesinde işleten ve taşıyanın veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusurları bulunmadığı ve kazanın zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiği durumlarda sorumluluktan kurtulacakları hüküm altına alın^^ mistir. Bu durumda davalı Ahmet şoför, işleten ve taşıyan olarak sorumlu tutulamaz. Yerel mahkemece Bu yön gözetilmeksizin onun da tazminatla sorumlu tutulması doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.2- Davalılar ......... Müh. Mut. ve Ins. Tic. Ltd. Şti. ve Mustafa'nın temyiz itirazlarına gelince;Davacı, beden gücü kaybına uğraması nedeniyle oluşan zararın ödetilmesini istemiştir. Yargılama sırasında alınan raporda davacının %36 daimi iş gücü kaybına uğradığı belirlenmiş ve bu oran esas alınarak tazminata hükmedilmiştir. Ne var ki anılan rapor hükme dayanak yapılacak nitelikte değildir. Belirtilen oranın hangi esaslara göre tesbit edildiği açıklanmadığı gibi hangi yaş ve meslek grubuna ait baremlerin uygulandığı da gösterilmemiştir. Rapor bu haliyle denetime elverişli değildir. Yerel mahkemece bu konuda yapılacak iş, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Yasası'nın 16. maddesi gereğince bu hususta rapor vermekle görevli Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas Kurulundan, Sosyal Sigortalar Sağlık işlemleri Tüzüğüne uygun rapor alınması yoluna gidilmesidir. Bu yönün gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç : Temyiz olunan kararın yukarıda (1 ve 2) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve temyiz eden davalı Ahmet vekili için takdir olunan 275.000.000 lira duruşma avukatlık ücretinin davacıya ve davacı vekili için takdir olunan 275.000.000 lira duruşma avukatlık ücretinin de temyiz eden davalı Ahmet'e yükletilmesine ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 21.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.