Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12076 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14349 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/06/2013 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 26/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yersiz ödenen paranın iadesi ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, HMK'nın 115/2. maddesi gereğince yargı yolu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalı ...'de 29/03/2009 tarihinden bu yana belediye başkanı olarak görev yaptığını, 09/07/1999 - 05/10/2010 tarihleri arasında personel giderlerinin bütçe gelirlerine oranının % 40'ı geçmesine rağmen yeni personel alındığı gerekçesiyle personele ödenen 33.482,52TL'den önceki başkanla birlikte kendisinin de sorumlu olduğuna dair denetim raporu düzenlendiğini ve kendisinden 4.000,00TL alındığını, haksız tahsil olunan bu paranın iadesi talebinin reddedildiğini iddia ederek, öncelikle idarece tesis edilen 31/10/2012 tarihli red işleminin iptali ile ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ve müfettiş raporunda belirtilen kamu zararı miktarı kadar borçlu olmadığının tespiti isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davacının talebinin idari nitelik taşıdığı ve idare mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle, yargı yolu bakımından davanın usulden reddine karar verilmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu 2/a ve b fıkralarında idari dava türleri sayılmıştır. Buna göre; idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları ve idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları olarak sıralanmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının kendisinden yersiz tahsil edildiğini iddia ettiği bedelin iadesi ve müfettiş raporu ile belirlenen kurum zararı kadar borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Davacının talebi yasada düzenlenen idari dava türleri kapsamında olmayıp, yersiz ödendiği iddia edilen paranın iadesi ve menfi tespit istemine ilişkindir. Şu halde; mahkemece uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı yeri olduğunun kabulü ile işin esastan incelenmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın yargı yolu bakımından usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.