Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12063 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11088 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 03/12/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/03/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Davacı, davalının sosyal paylaşım sitesi .. üzerinden '' .. '' adresli hesabında yazdığı sözlerle şahsına hakaret ve iftiralarda bulunduğunu, bu durumun kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek, uğranılan zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur.Davalı, .. hesabına başkaları tarafından girilerek davacı hakkında kendisinin de tasvip etmediği sözler yazıldığını, bu nedenle savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Yerel mahkemece, istemin reddine dair verilen karar, Dairemiz, .. sayılı ilamıyla araştırmaya yönelik olarak bozulmuş, mahkemece, bozma kararına uyulmuş ve istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 6. maddesinde kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu düzenlenmiştir.Davaya konu olayda; davalı, hesabının başkaları tarafından ele geçirildiği iddiasında bulunduğuna göre, bu iddiayı ispat etme yükü davalı taraftadır. Mahkemece, .. şirketini temsile yetkili vekillerden bilgi talep edilmiş, cevaben .. bir irtibat bürosu ya da şubesinin bulunmadığı, tespiti istenilen bilgilerin .. dışında bulunan sunucularda kayıtlı olduğu, .. adli makamlar tarafından doğrudan .. 'den talep edilirse gönderilebileceği bildirilmiştir. Bunun üzerine, yargılamanın 25/02/2016 tarihli 5. celsesinde "... davacı tarafa .. . şirketine müzekkere yazılmasını talep edip etmeyecekleri hususunda beyanda bulunmak üzere HMK'nun 94/2. maddesi uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde bildirilmediği takdirde bu haktan vazgeçmiş sayılacağının ihtar edilmesine..." dair ara karar verilmiştir. Şu halde; ispat yükü davalı tarafta olduğu halde, davacı tarafa ispata yönelik kesin süre verilmesi ve sonucuna göre eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya uygun olmamış, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.