Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12051 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10227 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :....DAVALILAR : 1- ... vekili Avukat ... 2- .... vekili Avukat ...Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ..ve ..... aleyhine .... gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 03/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, taş döşeme işlemi sırasında site duvarına verilen zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, aktif husumet ehliyeti yokluğundan istemin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur.Davacı, davalı .....'nin yüklenici olarak tretuvar ve bordür imalatı işi için yaptığı taş döşeme işlemi sırasında sitenin çevre duvarlarına zarar verildiğini iddia ederek tespit edilen zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur.Davalı ..., oluşan zararda kendilerine atfedilebilir bir kusur olmadığını belirterek istemin reddi gerektiğini savunmuştur.Davalı ....., davacının aktif veya pasif dava ehliyeti bulunmadığından istemin reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davacının aktif husumet ehliyeti olmadığından istemin reddine karar verilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/d maddesinde tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartı olarak sayılmış, 115/2. maddesinde ise mahkemenin, dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davanın usulden reddine karar vereceği ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verileceği bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedileceği hükme bağlanmıştır.Somut olayda; davacı ... olup binada oluşan ve tüm kat maliklerini ilgilendiren zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre yöneticiliğin tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Bu bakımdan yöneticiliğin doğrudan kat malikleri adına dava açma olanağı yoktur. Ancak, aynı Kanun'un 35. maddesi hükmü uyarınca kat malikleri kurulunca yöneticiliğe yetki verilmesi durumunda yöneticilik kat maliklerini temsilen dava açılabilir. Bu hususun tespiti için kat malikleri kurulunun bu konuda davacıyı yetkili kıldıklarına dair kararın olup olmadığının araştırılması, yok ise HMK'nın 115/2. maddesi gereğince davacıya dava şartı noksanlığının tamamlanması için kesin süre verilmesi, noksanlık giderilmediği takdirde dava şartı yokluğundan istemin reddine karar verilmesi gerekirken, açık yasa hükmüne rağmen davacıya belirtilen şekilde süre verilmeden, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile istemin dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.