Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12043 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17679 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Bandırma 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/06/2013NUMARASI : 2012/363-2013/239Davacı İ.. Ç.. vekili Avukat O.. Y..tarafından, davalı H.. K.. aleyhine 10/10/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/06/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı, davalının sanık olarak yargılandığı ceza dosyasına sunmuş olduğu dilekçesinde kullanmış olduğu kimi ifadelerin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı, ceza dosyasındaki beyanlarının savunma hakkı kapsamında kaldığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davalının ceza dosyasındaki sözlerinin savunma sınırlarını aştığı, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu benimsenerek, davacının tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya arasında mevcut bilgi ve belgeler incelendiğinde; davalının, avukat olarak görev yapan davacı hakkında vergi kaçırdığından bahisle Gelir İdaresi Başkanlığına şikayette bulunduğu, yapılan idari soruşturmadan bir netice alınamadığı, davacının şikayeti üzerine davalı hakkında iftira suçundan kamu davası açıldığı, davalının bu dosyaya sanık sıfatıyla sunmuş olduğu dilekçesinde; davacının tutum ve davranışları hakkında eleştirel mahiyette bir kısım ifadelerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Kullanılan ifadelerin amacı, kullanıldığı yer ve ifade ediliş tarzı dikkate alındığında savunma sınırları içerisinde kaldığının, hakaret etme kastının bulunmadığının kabulü gerekir. Şu halde, mahkemece, istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.